Tasavvuf, insanın kendi içine yaptığı yolculuktur. Her Nefes Dergisi, bu yolculuğa bir yol göstericinin rehberliğinde çıkan ve aldıkları her nefesi yeni bir fırsat ve hizmet vesilesi olarak görmeye çalışan tâlihli yolcuların zevkli hayatından akisler sunuyor. Alıp verilen her nefesin, ömrün kısalmasının değil, bereketlenmesinin bir işâreti olabilmesi için, uluların ummânından alınan aşk, irfan ve hikmet suyuyla gönüllerimizi yıkıyor. Bu dünyayı idrak zevkiyle dolarak yaşamanın yollarını gösteriyor.

Na’t-ı Hazret-i Nebevî

Rûh u cism ü bâtın u zâhirsin elhak yâ Resûl Hey’et-i kevn ü mekâne şems-i nûrsun yâ Resûl   Nûr-ı vechinden alır feyz encüm ü şems ü kamer Zâde-i rûhundur insanlar cihanda yâ Resûl   Çâresizler dest-gîri dertliler dermânısın Gâfilin imdâd-resi, bîçârenin âmânısın   Bildiren sensin Hudâ-yı Zü’l-Celâl’i kullara Enbiyâ’nın, asfiyânın, şahların sultânısın   Hil‘at-i […]

Şükürler Olsun

“Rahim” sıfatı koruyan , esirgeyen, merhamet eden, gözeten mânâsındadır. Müslümanlığın en sık kullanılan, bilinen ifadelerinden olan “bismillahirahmanirahim”, Yaradanın rahman ve rahim sıfatlarına vurgu yapar.  Her an dilimizde olan bu kelimeyi söylerken Allah’ın Rahman ve  Rahim isimlerini söyleriz gün içinde defalarca. Rahimde olduğunu bilen yani her ne olursa olsun Allah’ın kendisini koruduğunu bilen ve bundan emin […]

Elele

Benim iki tane annem var. Biri beni doğuran ve büyüten canım annem. Diğeri ise beş yıldır elimden tutup beni cehennemden cennete çeken sultânım efendim Cemâlnur Annem.   Annemin, her anne gibi, üzerimde emeği çoktur, ancak benim için en zor sınavlardan biri annemle olan sınavımdı. (Gerçi bu sınavın bittiğini düşünmüyorum. Yalnızca bu aralar şiddeti azaldı, çok […]

Şiir

Ölüm vakti gelmeden Kıl namazı ey beden, Zülf-i yâre değmeden… Olmaz boynun eğmeden   Kıblendir sana dümen Yakındır sana Yemen Sakın eğri ol demen Dosdoğru dön sen hemen   Hundi yârini gördü Günleri bir bir ördü Nasıl olur döner ki O yar ona dönmeden

Mânevi Annelik

Annelik,  Allah’ın biz kadınlara verdiği en özel duygu. Ve o kadar zor bir konu ki ne kadar anlatsak da anlatamayız herhalde;  annelik fiziksel bir bağ ile başlayıp ölene dek sürecek olan mânevî bağ ile devam eden bir meslek… Emekliliği olmayan bir meslek de denebilir bence. Fiziksel olarak başlayan serüven, içinde büyüyen çocuğun, onunla birlikte değişen […]

Meyve Çekirdeğinden

Meyve, dalından yere doğru süzülüyor. Ağacın dalından köklerine doğru… Ağaç, eliyle bıraktı kibarca meyveyi… Meyve de ağaç da memnundular. Esen rüzgâr söyledi ona hangi iklimin meyvesi olacağını Nerede nasıl eseceğini bilen rüzgâr Güneş parladı yüzüne, bulutlar ona gölge ederken… Çıkarken aydınlığı vücuduna palto gibi sarmasını tembihledi. Yağmur yağar gibi oldu hafiften, Tatsız, görüntüsüz, şekilsiz damlalar, […]

Cemalnur Sargut ile Söyleşi – “Âşıkların Kıblesi Mevlânâ’dır”

“Âşıkların kıblesi Mevlânâ’dır”   Aralık ayı, Hz. Mevlânâ ile özdeşleşmiş bir ay… Şeb-i Arus dolayısıyla Hz. Mevlânâ bir kere daha yâd edilmiş ve kendilerinin mânâsının feyzinden istifâde edilmiş oluyor. Biz de bu vesileyle Cemâlnur Sargut Hocamızla Hz. Mevlânâ üzerine sohbet ettik.   Müge Doğan: Hocam, her sene olduğu gibi dünyanın dört bir yanından gelen binlerce […]

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’den Bugüne Kalanlar

(… ) İlim ve felsefe insanı ne tanır ne de tanıtabilirdi. Hatta bir bakıma dinler de öyle… Sanat ise, anlaya­na, ancak bulanık işaretler verebilirdi. İnsanı ve kâi­natı kemâliyle tanıyan, sâdece büyük peygamberler, büyük mistiklerdi. İşte onlardan biri de Mevlânâ Ce­lâleddîn-i Rûmî idi. Ne ki Celâleddîn’e, ateş püsküren yanardağlar gi­bi, aşk ve şevk lâvlarını akıtacak manevî […]

Hak Ziyâsı

“Ey Hak âşığı Hüsâmeddîn, sen öyle bir ersin ki Mesnevî, senin nûrunla ayı bile geçti, aydan bile parlak bir hâle geldi.”   Hz.  Mevlânâ   Asırlardır insanlığı kendine çekmiş bir ulu deniz Hz. Mevlânâ. Herkes onu kendinden bilmiş, her meşrep kendine yakın bulmuş. Bugüne kadar kalemler kurumuş, denizler mürekkep olup tükenmiş ama yine de anlatmaya […]