DİNLEMEYİ UNUTTUK

Dinlemeyi unuttuk. Dinlemek, eylem ve anlam olarak işitmek için kulak vermeyi gerektiriyor ya, biz resmen dinlemiyoruz artık. Kendimizi dinlemiyoruz. Kalbimizi, ruhumuzu dinlemiyoruz. Bir karar vermek istediğimizde aklımıza ağırlık veriyoruz; gönlümüz ne diyor, dinlemiyoruz. Vücudumuzu dinlemiyoruz; midemizi, örneğin. Saati geldi, ikram geldi, yemek yiyoruz; aç mıyız tok muyuz düşünmeden. Vücudumuza iyi gelmediğini bile bile bir sürü […]

AKIL VE AŞK DAVÂSI

Dinleyebilecek bir sözün olması ne büyük lütuf. Bana, benim için bir şey söylenmiş olması ne büyük hazine. Bana sadece dinlemek kalıyor, o sözü tutma gayretini göstermek… Bu bile bazen zor gelebiliyor. Gereğini yapamayacağımızı düşündüğümüz kadar zor konularda imtihanlarla karşılaşabiliyoruz. Böyle vaziyetlerde de Allah’a sığınmak ve samimiyetimizi ispatlamak durumunda oluyoruz. Belki de her şey sadece O’na […]

BİR DEDEDEN TORUNLARINA

Ablam ve benim pek kıymetli babacığımız, annemin dâimâ Sâmiha Anne’nin emâneti olarak bildiği muhterem Erdoğan Öztürk Beyefendi, geçtiğimiz Temmuz ayında Hakk’ın rahmetine kavuştu. Şâhit olduğum ve ailemden dinlediğim hâtıralar, Sâmiha Ayverdi’nin kendisi için sarfettiği cümleyle özetlenecek nitelikteydi: “Sen fırtınalı denizlerin kaptanısın Erdoğan…” Bir ömür boyu Allah’ın istediği biçimde mücâdele verdi ve dâimâ Hz. Yunus Emre’nin […]

Editörden (Eylül 2016)

Merhaba Her Nefes Dostlarımız, Her Nefes’in Eylül 2016 sayısının konusunu “Ahde vefâ” olarak belirlemek istedik. Nedenine gelince; mâlûm-u âlîniz “ahde vefâ” sözde sadık kalmak demektir. Muhteşem dinimiz, verdiğimiz sözlere sadık kalmaya çok kıymet verir. Elbette sözümüze sadık kalma gayretimiz, ezelde “Ben sizin rabbiniz değil miyim?” sorusuna verdiğimiz “Evet” (belî) cevabıyla başlamıştır. Sonra da “Halka verilen […]

Sohbetler (Eylül 2016)

Bir kimseyi asrın allâmesi de görsen, onun zâhirde olan ilim ve mârifetine bakmayıp Allah’la ve halk ile olan ahdine vefa edip etmediğine bak. Çünkü ilim, kabuk gibidir; ahde vefa etmek de o ilmin özüdür. (Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, 2000, s. 451) ***** Vefakâr olmaktan konuşulurken, söz, Erenköyü’nde yaz mevsimini içinde geçirdiğimiz Doktor Suphi Neş’et […]

İnsân-ı Kâmillerden Ahde Vefâ Dersleri

Ahde vefâ, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim”  âyetinde işâret edilen sözde durmaktır. Bunun çeşitli dereceleri vardır: Avamın ahde vefâsı, Allah’ın vaadini ummak, tehdidinden çekinmek. Seçkinlerin ahde vefâsı, herhangi bir karşılık için değil, verilmiş sözü yerine getirmek için emirlere uymaktır.(…) Seçkinlerin seçkinlerinin ahde vefâsı, güç ve kuvvet iddiasından uzak durmaktır. Perde kalkmazdan önce zannederdim ki: Seni […]

AHDİM

– Senin ahdin nedir? – Benim ahdim ölümü hatırlamak olsun, olur mu? “Dur yahu, sen daha çok gençsin, ne işin var böyle düşüncelerle?” demişlerdi bana genelde. Bunu söyleyenlerin çoğu kendi ecelinin dolmuş olduğunu tabiî ki bilmiyordu. Bu lafların ardından çok geçmeden vefât edip daha vedalaşamadan gittiler. Genel olarak çevremdeki insanlara baktığım zaman bunların içinde ölümü […]

YARDIM ET BİZE VEFÂ

Vefâ… Bir bardak boza, Cici annemin cumbalı evi, Anneannemin gül kolonyası, Dervişliğin derin huzuru, Fakirliğin iş kokusunu taşıyan vefâ. Bugünlerde anlamını ne çok yitirdin.. Yaradan’a duyalan hasret bile azgın duygularımızın önüne geçemez oldu. Oysa çok değil, 30 sene evvel yakacak kömürümüz yoktu, Köylerimizde elektrik yoktu, Yurt dışına çıkan komşudan oyuncak istiyorduk paramızı denkleştirip, Ve zamanın […]

HAYAT MEKTEBİ

Henüz doğmamışken, Cenâb-ı Hakk’ın yanında pek bir huzurlusundur. Derken bir gün senin sıran gelir ve gönderilirsin yeryüzüne… Annenin karnından çıkıp nefes aldığın o ilk an artık sen de hayat mektebinin öğrencilerinden olursun. Yani öyle büyüdüğünde gideceğin bir mektep değildir burası. Daha o an başlar ilk dersin; nefes almaya ve gözlerini açtığın yere uyum sağlamaya çalışırsın, […]