Editörden (Ekim 2013)

Merhaba dostlar,   Yeni bir Her Nefes sayısında yine bir aradayız çok şükür. Ekim 2013 sayımızın konusu “ÖLÜM.” Kimimizin aklına getirmekten korktuğu, duymaya dayanamadığı bir hâdise. Tasavvuf ehli için ise, sevgiliye kavuşma, düğün gecesi… Elbette burada bahsettiğim “ölüm”, beden dediğimiz, dünyaya ait geçici ikametgâhın gaybûbeti (kaybı, görünmezliği)… Beden dediğimiz bu kabın içindeyken de bir ölüm […]

Sohbetler (Ekim 2013)

  – Her şeyin sonu başlangıca dönüştür, dendiğine göre nihâyet ne­dir? – “Nihâyet, iptidâya yâni başlangıca rücûdur. Görmez misin, bir dâire çizdiğimiz zaman dönüp tekrar başladığımız noktaya varırız. De­mek oluyor ki âyân-ı sâbite âleminde hangi noktadan zuhur etmişsek, yine o noktaya dönmek, nihâyete ve kemâle erişmemiz demektir. Şâyet oraya varmadan evvel yolda kalacak olursak, aslımıza […]

Cemâlnur Sargut’la Söyleşi: “Kendi hakikati ile ilişki kurmayı becerebilen insan için ölüm bir zevktir”

“Kendi hakikati ile ilişki kurmayı becerebilen insan için ölüm bir zevktir”   Müge Doğan: Hocam, bu ay çoğu insanın aklına dahi getirmek istemediği “ölüm”den bahsetmek istiyoruz. Hepimiz bu kadar yaşamaya programlıyken neden ölüm var ve biz neden bu kadar korkuyoruz ölümden? Bir tek mutasavvıfların ölüme diğer insanlar gibi bakmadığını görüyoruz. Onların diğerlerinden farkı ne?   […]

Mezarlıkta

Bu sessizlik ne de çok şey anlatıyor duyana, Bu sükûtda mânâların en derini, doğrusu, Onlarca insan uzanıvermiş şöyle yan yana, Ne güzellik kaygısı, ne de zenginlik tutkusu…   İncinmeyen, incitmeyen, dedikodu etmeyen, Vesveseyle, endişeyle kendini tüketmeyen, Hırslarının peşinde gece gündüz didinmeyen, Onlarcası kefen giyip uzanmışlar yan yana; Fâniliği ve hiçliği anlatıyorlar bana…   Hani bilgin ki uğruna […]

Vuslatın En Güzel Hâli

                                                             Bedenden bedene değişir sûreti, çünkü ne kadar çok gönül varsa o kadar tanımı vardır aslında… Sonbahar her zamanki sonbahardır. Gece her zamanki gece… Uykun yine naz yapar, dört duvar arasında karanlığın büyüsüyle yalnız bırakır seni. Işık yaparsın kendine yıldızları. Bazen konuşacak birini bulursun, uykusuzluğunu paylaşırsın ama yetinemezsin… Hâlâ yalnızsındır. Sonra bir ateş kaplar […]

Kavuşma Vakti

On üç yaşındaydım. On üç yaşında olup da anne babası çalışan her çocuk gibi sabahları okula gitmeden kendim hazırlanmaya alışıktım. Bir rutinim vardı. Uyanmak, dış fırçalamak, yatağını toplamak, üniformanı giymek, kızarmış ekmek yemek, vs. O gün aynı rutin ile güne başlamıştım. Dışarıdan bakılacak olsa, herhangi bir sabahtan hiç farkı yoktu. Ben de öyle sanmıştım. Taa […]

Vefât Bayramı

Kur’an okunmasından sonra Allah’ın güzel isimleri zikredildi. Devamında eller açılıp uzun ve güzel bir duâya onlarca ağız “âmîn” dedi. İlâhiler okunmaya başlanınca yüzler iyice nurlandı. Herkes âdetâ bir bayram kutluyormuşçasına şendi, yüzler gülüyordu. Mevtânın yakınlarını seçmek çok kolaydı; en huzurlu ve sevinçli olanlar onlardı çünkü. Sevdiklerini gerçek Sevgili’nin huzûruna uğurlamışlardı. Hem de böylesine güzel bir […]

Yan

“Allah yolunda ölenlere ölü demeyin, onlar diridirler”   yıkayıp paklarlar da ölüleri, mezara yatırırlar: yüz Kâbe’ye dönük, sağa doğru, yan…   hayatta secdedeyken artık yana çevirir de vechini, mâşukunun yüzünü seyreyler. evvel gayba doğru indirmişken başını, kaldırır da seyreder artık aşkını.     Hundi

Ölüm Korkusu

Bu yazıyı yazmaya oturmadan önce, gördüğüm bir kişi ölümden korktuğundan bahsediyordu. Ben de konumum icabı onu dinlemek ve bazı şeyler söylemek zorundaydım. Öncelikle şunu düşündüm: İnsan ölümden neden korkar? Varoluş teorileri dünya hayatına doymamış olanların ölümden korktuğunu söylemektedir ki ben de buna katılıyorum. Peki dünya hayatına nasıl doyulur? Dünyadaki maddî-mânevî her zevki tatmış olmak bu […]