Editörden (Ekim 2013)

Merhaba dostlar,

 

Yeni bir Her Nefes sayısında yine bir aradayız çok şükür. Ekim 2013 sayımızın konusu “ÖLÜM.” Kimimizin aklına getirmekten korktuğu, duymaya dayanamadığı bir hâdise. Tasavvuf ehli için ise, sevgiliye kavuşma, düğün gecesi… Elbette burada bahsettiğim “ölüm”, beden dediğimiz, dünyaya ait geçici ikametgâhın gaybûbeti (kaybı, görünmezliği)… Beden dediğimiz bu kabın içindeyken de bir ölüm hâli var ki, buna tasavvuf lisanında “ölmeden evvel ölmek” deniyor.

Burda bahsedilen ölmeden evvel ölmek hâli, dünya dediğimiz, aldatıcı, bizi tek ve yegâne sevgiliden uzak tutmaya çalışan, kısa ama uzun, bir an ile bir ömür arasındaki o nefes zamanı içerisinde karşılaştığımız hâdiselerin bize etkilememesi durumudur. Tasavvuf ehli için bunun bir diğer anlatımı “hâdiseler karşısında ölü gibi olmak” hâli diye dillendiriliyor. Burada “hâdise”, mülk âleminde her nefeste karşımıza çıkan engellere ve sınavlara karşılık geliyor. Velhâsıl önemli bir konu “ölüm”. Bana göre “ÖLÜM”, içinde “gerçek yaşamı, gerçek ve tek nefesi” barındıran bir konu. O tek ve gerçek sevgiliye, o tek gerçek aşka, o tek gerçek âna, o tek gerçek hayata ulaşmak için mekruhlarla çevrili bir geçici yaşam hâdisesi.

Bu sayıda size bunu kendi gönüllerimizin penceresinden, kendi dilimiz döndüğünce ve idrakimizce anlatmaya çalıştık. İnşaallah beğenirsiniz. Amacımız bu konu üzerinde sizleri de tefekküre dâvet etmek. Bu kısa süreli, yalan âlemde iken size “Her canlı ölümü tadacaktır. Evet! İnşaallah bunu unutmadan beyhûde dünya meseleleriyle sevdiğimizin gönlünü kırmayalım” diyebilmektir. Kusuru bizlere, güzellikleri herşeyin sahibi Rabbimize ait olan sayımıza hoşgeldiniz, safâlar getirdiniz.

Sürç-ü lisan ettiysek affola…

Yosun Mater

 

 

 

The following two tabs change content below.

Yosun Mater

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın