Umre Benim İçin Hasret Demektir
Umre herkesin olduğu gibi kabul edildiği yerdir: kimseye “kimsin, kimlerdensin?” diye soru sorulmadığı, millet, eğitim, gelir düzeyi ya da aklınıza gelen diğer sosyal farklılıkların yok olduğu, herkesin bir merkezde, tek bir şeye odaklanarak kendini bulduğu ya da aslına en yaklaştığı ibâdettir.
Kâbe’yi tavaf ederken ya da Ravza’da ziyaret saatini beklerken kimsenin kimseden farkı yoktur; herkes aynı iştiyak ile beklemekte, benzer giysiler içinde, eşit şartlarda Hz. Peygamber’in kendisini huzura kabul edip etmeyeceğini merak etmektedir.
Ravza’da Hz. Fatma makamı önünde namaz kılabilmek için ömürlerinde belki de hiçbir şey için böylesine mücadele etmemiş olan kadınlar itişirken pek çoğunun gözünde özlem, yakarış, yalvarış, aşk vardır. Kimi hırsla namaz kılar; kimileri hak yemek korkusuyla acele ederek… Ancak herkes farklı nedenlerle de olsa tek bir merkeze odaklıdır orada. Herkesi ezip geçen devâsâ Sudanlı kadınların gözlerindeki derin peygamber aşkını ve özlemi görünce, biraz önce ezilen ayağın bir önemi kalmaz. Çünkü bilirsin ki herkes aynı sevgiliye ulaşmak için aylarca, belki yıllarca beklemiş ve bu kavuşma ânında kendince coşkusunu yaşamaktadır.
Turnusol kâğıdı gibidir umre ibâdeti, kişiye aslını çok net gösterir. Çok sâkin mizaçlı bildiğiniz biri yırtıcı bir kuşa, çabuk öfkelenir bildiğiniz kişi sâkin ve müşfik birine dönüşebilir orada. Aceleci sabırlı, kibirli mütevâzı olabilir. Sert bir aile babası gözyaşları içinde yakarırken bulabilir kendini. Kaç kişi bunu fark eder bilmem ama diğer âlem gibidir umre seyahati… Sanki ölmüşüzdür de diğer âlemde uyanmışızdır, hakikatimizin bu dünyada en belirgin olduğu yerdir umre. Maddî ve mânevî ikramlar olur. Bir zevkten diğerine geçer insan, durmadan namaz kılar ama gün nasıl geçer anlamaz. Sıkıntının olmadığı bir yer bence umre. Sanki “Her an yeni bir şanla dirilir” âyetini en çok idrak ettiğimiz yerdir.
Umre benim için hasret demektir. Sevgilinin hitabının en açık olduğu, çok şımartıldığımız, Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatlarının en belirgin olduğu yerdir. Aslında tabiî ki bu sıfatlar her an çok belirgindir, ama galiba umre bizim nefsimizden en çok uzaklaşıp bu rahmeti en çok idrak edebildiğimiz ibâdettir. Yaratıldığım için en çok şükrettiğim, yüzümde sevgiyi, kalbimde imanı, bedenimde dermanı en çok bulduğum, bu dünyadan tatile çıkıp hem burada hem orada olmanın zevkini aldığım, zevk deryasıdır benim için. Hocam Cemâlnur Sargut’un varlığına bir kez daha şükrettiğim, ne kadar şanslı olduğumu idrak ettiğim, beni oraya götürene, orada kabul edene, bir de üstelik ikram edene şükürden âciz olduğum bir aşk deryâsıdır benim için…
Allah yeniden nasip eder inşallah…