Tasavvuf, insanın kendi içine yaptığı yolculuktur. Her Nefes Dergisi, bu yolculuğa bir yol göstericinin rehberliğinde çıkan ve aldıkları her nefesi yeni bir fırsat ve hizmet vesilesi olarak görmeye çalışan tâlihli yolcuların zevkli hayatından akisler sunuyor. Alıp verilen her nefesin, ömrün kısalmasının değil, bereketlenmesinin bir işâreti olabilmesi için, uluların ummânından alınan aşk, irfan ve hikmet suyuyla gönüllerimizi yıkıyor. Bu dünyayı idrak zevkiyle dolarak yaşamanın yollarını gösteriyor.

Baharım Geldi

Âcizâne bana göre bahar en güzel mevsimdir. Her ne kadar son günlerde bir gün bahar, iki gün kış gibi geçse de… Doğa, yeşerdikçe içimizdeki aşkı da uyandırıyor. Kışın uyuyan, sarıp solan, dökülen ve yok olan duygularımız ve ruhumuz, baharın gelişiyle yeşerip yeni ilhamlarla aşkımızı tazeliyor.   Önceleri baharın doğa üzerinde olduğu kadar insanlar üzerinde de […]

‘Biz’ Baharı

Bu sene kış pek bir hafif geçti. Özellikle İsviçre’de Alpler hariç, hiçbir yere kar yağmadı. Karsız olduğu kadar, kuru da bir kış geçirdik. Yağmur da çok az yağdı. Geçen gün okudum ki 1970 yılından beri en ılıman kış sezonunu bu sene yaşamışız.   Ben Kasım ayından beri neredeyse her sabah perdeyi aralayıp, ‘Acaba bu gece […]

Ne Haber? Bir Sempozyum Daha Geçti: “Uzaktaki Yakîn” Uluslararası Hz. Üftâde Sempozyumu

18-20 Nisan 2014 tarihleri arasında Bursa’da Tayyare Kültür Merkezi’nde “Uzaktaki Yakin” Uluslararası Hz. Üftâde Sempozyumu gerçekleştirildi. Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi’nin Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Kerim Eğitim, Sağlık ve Kültür Vakfı ile ortaklaşa düzenlediği uluslararası sempozyum, 18 Nisan Cuma günü Hazreti Üftâde’nin türbesinde yapılan duânın ardından başladı. Açılışta Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi […]

Editörden (Nisan 2014)

Merhabalar Dostlar,   Nisan 2014 sayımıza hoşgeldiniz. Bu sayıda konumuz Mehmed Muhyiddin Üftâde (k.s) Hazretleri, yani Bursa’nın sahibi bir güzel ve özel Allah sevgilisi, Allah âşığı…   Konumuz Üftâde Hazretleri (k.s) olarak belirlendikten sonra girişte ne yazacağım koca sultan hakkında diye epey bir düşündüm. Ne kadar biliyorum ki, yazayım? Sonra Bursa’ya gittiğimde dâima uğramaya çalıştığım […]

Sohbetler (Nisan 2014)

Münîre Hanımefendi, Bursa’daki Keşiş Dağına (Uludağ) ismi verilmiş olan keşişe ait bir hikâye anlattı. Bir gün Emir Sultan Hazretleri, bir mânevî işaret üzerine keşişi ziyarete gider ve kulübesinin kapısını vurunca, içerden “Buyurun yâ evlâd-ı Resûlullah!” diye cevap alır. Emir Sultan Hazretleri içeriye girip de, kendisine bu türlü hitap etmesinin sebebini sorduğu vakit keşiş “Bu akşam […]

Cemalnur Sargut ile Söyleşi – “Allah’a yakîn olmaktan başka çâremiz yok”

“Allah’a yakîn olmaktan başka çâremiz yok”   Bu ay, Anadolu’nun kalbinin derinliklerinde yatan sultanlardan Üftâde Hazretleri hakkında Türk Kadınları Kültür Derneği’nin öncülüğünde Bursa’da gerçekleştirilecek olan “Uzaktaki Yakîn” başlıklı uluslararası sempozyum vesilesiyle Cemâlnur Hocamızla bu büyük velîye dâir sohbet ettik.       Müge Doğan: Hocam, “üftâde” ne demektir? Üftâde Hazretleri’ne neden bu isim verilmiştir?   […]

Dizinin Dibinde Olmak

Başım önümde, gözlerim kapalı, huzurdayım… Aklıma ilk tanıştığımız gün geldi. Değişik bir doğumgünü hediyesiydi. Seneler evvel bir arkadaşım doğumgünümde beni O’nun huzuruna getirdiğinde fark etmiştim: Bursa’da yaşayıp da bilmediğim ne çok zenginlik vardı. Sonra “cemâli nur”  olan hocam tanıştırdı beni O’nunla. “Hâmil-i Kart yakînimdir” demişti belli ki hocam, ondan sonra açılmıştı Hazret’in kapıları bir bir. […]

Peygamber’e Uymak

Kur’ân-ı Kerim’de, Peygamber’e hitabla şöyle buyurulmaktadır: De ki: Eǧer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin (Âl-i İmran, 31).  Tasavvuf ehli, kemâle “yaratılmışların en hayırlısı”nı takip etmekle eriştiklerini ifâde ederler, ki bu da zâhirde şeriatin emir ve yasaklarına uymak, bâtında ise tarîkatin makamlarını geҫmek sûretiyle olmaktadır. Hz. Üftâde de müridi Hüdâyî Hazretleri’ne hilâfet […]

Varlığın Yokluğuma Değiyor…

Gece, varlığın yokluğa değmesinden doğan bir rüzgâr ile ses buluyor. Varlığın, yokluğuma değiyor; ince bir sızı yüreğime doluyor… Uludağ’ın etekleri, bir dervişin tennûresinin etekleri gibi, kendisini giyinmiş olan yokluğun etrâfında dönüyor. Belli belirsiz, ağır ağır… Eski bir zamanda karalanmış satırları hatırlıyorum… Dağın etekleri dönerken, benim de başım dönmüş: Çiziktirmişim… Varlığının yokluğuma değişi, ince bir jilet […]