Tasavvuf, insanın kendi içine yaptığı yolculuktur. Her Nefes Dergisi, bu yolculuğa bir yol göstericinin rehberliğinde çıkan ve aldıkları her nefesi yeni bir fırsat ve hizmet vesilesi olarak görmeye çalışan tâlihli yolcuların zevkli hayatından akisler sunuyor. Alıp verilen her nefesin, ömrün kısalmasının değil, bereketlenmesinin bir işâreti olabilmesi için, uluların ummânından alınan aşk, irfan ve hikmet suyuyla gönüllerimizi yıkıyor. Bu dünyayı idrak zevkiyle dolarak yaşamanın yollarını gösteriyor.

Editörden (Mayıs 2014)

Merhaba Her Nefes dostları,   Bahara merhaba dediğimiz şu günlerde Her Nefes’imiz de mevsime uydu ve “BAHAR” konulu sayısı ile karşınıza geldi.   Mayıs sayımızın konuları arasında, büyük bir memnuniyetle hizmet etme lûtfuna sahip olduğumuz “Uzaktaki Yakîn” Uluslararası Hz. Üftâde Sempozyumu’na dair de gönlümüzden kalemimize düşen anlar var. Katılan, katılamayıp orada bulunmayı gönülden isteyen tüm […]

Sohbetler (Mayıs 2014)

Güzide Hanımefendi: –   (Sobayı işaret ederek) Demin sıcaktan yanına yaklaşılamıyordu. Şimdi hiçbir şey kalmadı, geçti gitti. –   “Her şey öyle değil mi? Hep bir andan ibaret… Her şey haşr u neşri, yokluğu ve varlığı göstermiyor mu? Ağaçları görmüyor musun? Baharda çiçekler açıyor, sonra yemiş veriyor, fakat kış gelince onlardan eser kalmıyor. Denizlerin dalgalan da kabarıp […]

Cemalnur Sargut ile Söyleşi – “Mürşid-i Kâmiller Uzaktaki Yakînlerdir”

“Mürşid-i Kâmiller Uzaktaki Yakînlerdir” Cemâlnur Sargut Efendim, ben akademisyen değilim.  Bu kadar güzel konuşmaların içerisinde edep ederek konuşuyorum. (…) Bir hikâye ile başlayayım (…) Abdülkadir Geylânî Hazretleri, halka konuşacak ama biraz geç kalmışlar. Oğlu bir ârif-i billah ve âlim. Babası geç kalınca o geçmiş kürsüye ve çok güzel konuşmuş. Babası gelene kadar ortalığı idâre etmiş. […]

Bâğ-ı aşkın andelîbi Hazret-i Üftâde’dir.

Bâğ-ı aşkın andelîbi Hazret-i Üftâde’dir. Dertli âşıklar tabîbi Hazret-i Üftâde’dir. Vâsıl-ı kâmil odur tevhîd-i zâta şüphesiz, Dost ilinin rehnümâsı Hazret-i Üftâde’dir Eyleyen rûhundan istimdâd erişir matlûba, Halleden her müşkilâtı Hazret-i Üftâde’dir. Mürşid-i âli dilersen dâmen-i pâkini tut Gösteren râh-ı Hüdâyı Hazret-i Üftâde’dir. Sıdk ile kul ol Hüdâyî eşiğinde dâimâ, Bil hakîkat kutb-ül-aktâb Hazret-i Üftâde’dir.  Aziz […]

Sermâyem Samimiyet Olsun

Erden Hakk’a ermek gerek Erenleri bulmak gerek Bulmaz isen sen onları Cân u dilden sevmek gerek   Sevenler buldu anları Erişdi Hakk’a canları Bütün oldu imanları Cân u dilden sevmek gerek Hz. ÜFTÂDE   Mesnevî’deki meşhur hikâyeyi bilirsiniz: Adamın biri Hz. İsa’nın diriltme gücünü kendisine öğretmesini ister dururmuş. Hz. İsa sonunda adama diriltme yeteneğini vermiş. […]

Güzel Adın İşideyim

Görmez isem cemâlini Güzel adın işideyim İrmez isem visâline Güzel adın işideyim   Bugün gördüm cemâlini Seyreyleyim kemâlini Kesbeyleyim visâlini Güzel adın işideyim   Ne dilde kim ola zikrin İrişe gönüle fikrin İder dâim senin şükrün Güzel adın işideyim   Güzel adın rehber bize Aşkın dahi server bize Cümle adın ezber bize Güzel adın işideyim […]

Bursa’nın “B”si

Sık sık soyadımı hecelemem gerekiyor: Telefonda müşteri temsilcilerine, bankada gişe memurlarına, hastanede işlem yapan görevlilere… Ad, yanlış yazılınca işlemler hükümsüz oluyor. Yani bu mesele, kritik… Bu bakımdan, adımın ve ikinci adımın doğru anlaşıldığından –nedense?- genelde emin oluyorum da, sıra soyadıma gelince önce söyleyip ardından “Bursa’nın ‘B’si ile…” diyorum… Titizce… Yanlışa mahâl vermemek için… Böylece Bursa, […]

Hz. Üftâde’den…

Hakk’a vusûl Hz. Peygamber eliyle olur. Şeyhin kemâli odur ki mürîdi Cenâb-ı şeriflerine (Hz. Peygamber’e) îsâl ede (ulaştıra). Hz. Peygamber de müridi bir anda Hakk’a îsâl eder. İlaç, Hz. âliyesinden yardım ve şefaat dilemektir.   ***   Allah Teâlâ Hazretleri‘nin emir ve yasaklarını insanlara tebliğ etmek, onları Hak yola ve ebedî saadete dâvet etmek, gafletten […]

Edep Yâ Hû!

  “Her şeyi nasılsa öyle göster bana” Hz. Muhammed (sav)   Haddimizi aşıp görmeye niyetlendik. Kendimize yöneldik. Gözümüze görünenler oldu… Hatâlarım, yanlışlarım, eğrilerim, çirkinliklerim, hepsi tüm çıplaklığıyla görünür oldu… Aynanın üzeri tozlar bağlamış. Evren aynasını seyrederken kendimizi gözden kaçırmışız. Dolayısıyla itiraf ederim ki: Edepsizliklerimden  çok utanmaktayım. Yine de görülenlere çok sevindik, çünkü Hatâları affedilişlere Yanlışları […]