Tasavvuf, insanın kendi içine yaptığı yolculuktur. Her Nefes Dergisi, bu yolculuğa bir yol göstericinin rehberliğinde çıkan ve aldıkları her nefesi yeni bir fırsat ve hizmet vesilesi olarak görmeye çalışan tâlihli yolcuların zevkli hayatından akisler sunuyor. Alıp verilen her nefesin, ömrün kısalmasının değil, bereketlenmesinin bir işâreti olabilmesi için, uluların ummânından alınan aşk, irfan ve hikmet suyuyla gönüllerimizi yıkıyor. Bu dünyayı idrak zevkiyle dolarak yaşamanın yollarını gösteriyor.

Öyle Bir Rahmet ki…

Allah bana rahmet eylemiş… Öyle bir rahmet ki, bir kum tanesi gibi havada uçuşurken almış beni rahmet kapısının önüne getirmiş. Sonra bakmış ki ben kapıya bakıyorum, anlamadan, idrak etmeden, sırtımdan hafifçe itmiş içeri gireyim diye… Ben itildiğim yerde nerede olduğumu anlamaya çalışırken, beni kuvvetlice sarsmış. Öyle bir sarsma ki kendime dâir, hayata dâir, gayrete dâir, […]

Vaktin Sâhibi

Mayıs, ayların şâhıdır. Mayıs sonu ise, mevsimler arasında şanlı bir yeri olan yazın, elinde güneşin ve günün sancağıyla istiklâlini ilân ettiği dönemdir. Hz. Fâtih’in İstanbul’u fethinin de bu döneme denk düşmesi bu bakımdan mânidardır. Bizler için her vakit mühim olan bu zaman diliminin bu yılın nasibine düşen bölümünde, bir gönüller fâtihinin mânevî dünyası içine dâvet […]

Sempozyuma Düşülen Tarih…

Tesbîhâtı: Lâ İlâhe İllallah Fütûhâtı: Lâ Mevcûde İllallah Tarih için geldi, üçler söyledi: Hazreti Kenan Rifâî eyvallah Mustafa Kara   (Uluslararası Kenan Rifâî Sempozyumu’na düşürülen tarih – 2015)

O’na Dâir Kelimeler…

Yurt içinden ve yurt dışından pek çok katılımcı, Rahmet Kapısı Uluslararası Kenan Rifâî Sempozyumu’na tebliğleri ile katıldı. Bu katılımcılarla sempozyum esnasında gerçekleştirilen özel röportajlardan Kenan Rifâî Hazretleri’ne ve sempozyuma dâir çarpıcı alıntıları sizlerle paylaşıyoruz.   Prof. Dr. Carl Ernst Karizma kelimesini ele alalım. Bu kelimeyi İngilizce’de bir yeteneği olan kimse için kullanırız. Bu yeteneğin etkileri […]

Ken’an Rifâî ve İnsân-ı Kâmilin Önemi

Hepimiz çok şanslıyız. “İstedim ki bilineyim” sırrını yaşatmak için Allah bizlere tenezzül etmiş. İdrâkimiz mesâbesinde ezelde bizleri nasibdâr kılmış. Her aldığımız nefes, gördüğümüz, duyduğumuz, tattığımız, hissettiğimiz her şey için ömrümüzün sonuna kadar secdeden başımızı kaldırmasak yeridir. Yine de zerresine karşılık gelmez. O gizli hazine ki “Okyanuslar mürekkep olsa kelimelerimi yazmaya kifayet etmez” buyurmuş. Bizler o […]

İzâfiyet

İstanbul’dan Samsun’a gidiyorsun. -Memleketim diye söylemiyorum, güzel şehirdir. Kıyak geçtim, adını andım.- Otobüstesin. Cam kenarına güzel bir koltuk ayırtmışsan bir de, deme keyfine. Etrafı izliyorsun. Oturarak. Kımıldamadan. Fakat ne çabuk geçiyor gördüklerin, film şeridi gibi âdetâ. Bir gördüğüne bir daha bakman mümkün değil. Hızın otobüsle aynı da ondan. Hiçbir emek sarfetmeden, bir koltuk parasıyla ne […]

Semiha Cemâl Hanım’dan Hz. Kenan’ın Meşreb-i Şerifleri

En sevdiği şeylerden biri bilmek ya da bildiğini öğretmektir. Veya “istifâde etmeliyim ya da ettirmeliyim” der. “Güzellik ve iyilikleri kimde ve nerede görürseniz tereddüt etme, al” der ve yine “Etrafımdakilerin öğrenmek için gösterdikleri tehâlük, benim öğretmek için duyduğum hırs kadar kuvvetli değildir” der. Noksanlığı aşkta dahî çekemez. “Kendi hakkında istediğin hayrı, her bir güzelliği, zevki, […]

Altın Kapı

O’nun rahmetinin kuşatmadığı hiçbir şey, hiçbir yer yok. Ama rahmetin bir kapısı var. Dışında kalan bir şey yoksa, bu kapı ne içindir?   Hem içinde olmak, hem kapıdan girmek nasıl bir şeydir? Veya hem içinde olup hem kapıdan bile girememek…     İdrâk etmekle, hissetmekle, aşk etmekle ama illâ bir şekilde fark etmekle alâkalı bir […]

Çağırdı Bir Güzel Kapıdan

Bir Haziran akşamı hicrete kalkıştı, Affedişin, hoşgörünün, sevginin kapıları Ardına kadar açıldı. Korkusundan koşuyordu, Umudunun gösterdiği istikamete doğru. O’na koşuyordu İçinden içine taşarcasına…   Özünde ne varsa ondan ibâret ya, Oradan geleni arıyor, Yeniden oraya dönmek için. Buradaki istasyonda durduysa tren, Sabredecek tüm gayretiyle çalışırken. Ne yerde ne de gökyüzünde, Yalnızca özünde arıyor artık…   […]