Tasavvuf, insanın kendi içine yaptığı yolculuktur. Her Nefes Dergisi, bu yolculuğa bir yol göstericinin rehberliğinde çıkan ve aldıkları her nefesi yeni bir fırsat ve hizmet vesilesi olarak görmeye çalışan tâlihli yolcuların zevkli hayatından akisler sunuyor. Alıp verilen her nefesin, ömrün kısalmasının değil, bereketlenmesinin bir işâreti olabilmesi için, uluların ummânından alınan aşk, irfan ve hikmet suyuyla gönüllerimizi yıkıyor. Bu dünyayı idrak zevkiyle dolarak yaşamanın yollarını gösteriyor.

Cemâlnur Sargut ile Söyleşi: “İnsan-ı Kamil Hep Kurbiyettedir.”

Müge Doğan: Kâşânî Hazretleri, “Kurb, ezelde Hak ile kul arasında geçen ‘Ben sizin rabbiniz değil miyim?’ sualine ‘Evet, sen bizim rabbimizsin’ cevabında anlatılan ahde vefa göstermekten ibarettir. Bu Kābe-Kavseyn makamına mahsustur.” buyurmuşlar… Bunu açabilir misiniz? Cemâlnur Sargut: Kurbiyet, yakîn olmak demek. Yakın değil, yakîn olmak demek. Dolayısıyla bu, Allah’ın, bütün isimlerin sahibi olan yaratıcının, bizde […]

Kurbiyetten Nasibimiz

Kurb kelimesinin sözlük anlamı “yakın”dır. “Biz ona şah damarından daha yakınız” (Kâf Sûresi – 50/16) âyeti gereğince aslında tüm insanlar yakınlığa mazhardır. Ancak pek çok insan bu hakikati idrak etmekten uzak olup çeşitli perdelerin arkasında yaşadıkları için bu yakınlığı hissedemezler. Ancak gaflet perdelerini yırtıp “her nereye dönerseniz dönün Allah’ın vechi oradadır” (Bakara Sûresi, 2/115) âyet-i […]

Teslimiyetin Yakınlığı

Kurb kelimesi sözlükte yakınlık anlamına gelmektedir.  Teslim ise selâm kökünden gelmektedir.  Selâm barış, güven ve emniyet  mânâsındadır. Teslim ise karşı taraftan emin olmak demektir. Bu iki terim, iç içe geçmiş, birbirine bağlı kavramlardır. Adeta birinin varlığı diğerini de var kılmaktadır. Allah’a yakın olan, O’na teslimdir. Allah’a teslim olan da O’na yakınlaşır. Sufilere göre, teslimiyet  insanı […]

Züleyhâ

Hayat, Allah’a şâhitlik etme gâyesinden ibaret bir zevktir. Kelime-i şehâdet getirmeden, Allah’a şâhit olduğumuzu beyân etmeden resmen Müslüman olamayacağımız gibi sözün ötesinde hakiki Müslümanlık mertebesinde yaşayabilmemiz, hakikaten şehâdet edebilmemiz için de şehîd olmamız gerekir. Şehîd olmak, aşkla, kurbiyetle, bağlılıkla ve illâ teslimiyetle gerçekleşir. Şehîd olmadan şâhid olamayız, göremeyiz. Şehîd olunca da kendinden kendini gören yine […]

Uykudan Uyanınca

“Uyku ölümün kardeşidir… Bizim şimdi bilmemiz lazım gelen, bir insan olduğumuz ve ona göre yaşamamız gerektiğidir.” Bu sözü bir kaç hafta evvel bir sabah namazı sonrasında Kenan Rifâî Hazretleri’nin Sohbetler kitabında okudum. Uzun zamandır tasavvufun hayatımdaki etkisini ve kendi yolculuğumda boyut kazanmak için atmam gereken adımları düşünüyorum. Zira, senelerdir ruhânî bir hayatın içinde olmama rağmen […]

Karanlıktan Aydınlığa: Seferîyim, Seferîsin, Seferî!

Karanlık bir odanın içindeyiz… Grup olarak girdiğimiz bu odadan çıkabilmek için tam bir saatimiz var. Amacımız odanın içindeki ipuçlarını bulup, kapıları açarak dışarı çıkabilmek.   Duvardaki saat içeri girdiğimiz ilk andan itibaren geriye doğru dakikaları sayma başlıyor. Aramızda daha önceden bu tecrübeyi yaşan birisi var. Bize ilk önce ışığı bulmamız gerektiğini hatırlatıyor. El yordamı ile […]

Editörden (Kasım 2016)

Merhaba Her Nefes’in sâdık ve vefâlı dostları, Kasım 2016 sayımızda konumuz “Sıdk ve Vefâ”. Konumuzdan da anlaşılacağı üzere bu son sayılarımızda günlük hayatımızda sık kullandığımız bazı kelimeleri, değerleri ve bunların mânevî anlamlarını hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışıyoruz. Bu iki-üç kelimenin, kullanılan günlük anlamlarının ötesindeki mânâlarını anlamak dileği ile bunları kimi zaman akıl eleğimizden ve kimi zaman […]

Sohbetler (Kasım 2016)

Nefsi kirlerinden arıtan, ancak sıdk ve ihlâstır. İhlâs, her bir umurunu Allah için yapmaktır. Her yaptığın işte, karşında Allah’ı görmezsen ihlâsta bulunmuş olmazsın. (Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, 2000, s. 171) *** Biz ne isteriz de sen vermezsin? Senin için güçlük yok. Nur ve zulmet, akşam ve sabah da yok… Yâ Rabbî bizden murâdın ne ise bize onu […]

Allah Var

Hazret-i Pîr, her Müslümanın kalbinde bir ilâhî vâiz olduğunu buyuruyorlar. Peki, siz bundan haberdar mıydınız? Hani, hiç susmayan bir ses vardır içimizde bir yerlerde ama o kadar samimi ve bize âit gibidir ki hiç yabancılık hissetmeyiz. İşte bu ses, ona âit… Yeri de belli aslında. “Kalp, Allah’ın nazargâhıdır.” derler ya, işte ilâhî vâizin meskeni de […]