– Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş diyor Hazret-i Niyâzî…
–“Dert olarak kabul edilecek şey, bâtın derdi yâni mânevî dertlerdir. Burada Niyâzî Hazretleri: Ben derdime derman aradım, yâni aslıma, cânânıma kavuşmaya ve kopup geldiğim vatanıma ulaşmaya yol aradım, dediler ki, derman kendindedir. Mâdemki cânânının derdini kendine dert edinmişsin, şu halde ona yana yakıla kavuşursun, demek istiyor.”
(Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, 2000, s. 565)
*******
– Aşk, Hakk’ın tuzağıdır. Onunla kulları avlar. Aşk ile alış verişi olmayan kimseye yazık… diye bir söz okudum. Îzah buyurur musunuz?
– “Cenâb-ı Hak sevgili kullarını ikiye ayırmıştır. Bir kısmını ibâdet ve tâatine, bir kısmını da aşkına tahsis etmiştir.
Aşk demek, Allah’ın muhabbetinden başka bir muhabbetin gönlünde yer etmesine müsâade etmemek demektir. Ne mutlu o kula ki Allah onu muhabbet âleti ile avlıyor.
Ne yazık o kimseye ki ne ibâdet ne aşk ehlidir. Geçici ve hayâlî olan dünya zevklerine sarılarak aslından uzaklaşır ve mevhum gölgelerin arkasından koşar.”
(Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, 2000, s. 596)
*******
– Kolay kazanılmış paradan sadaka vermekle, güç kazanılmış paradan sadaka vermek arasında bir fark var mıdır?
– “Elbet kendi helâl kazancından sadaka vermek daha hoştur. Amma dili ile hayır yapmak, insanları hayra teşvik etmek de sadaka-dır. Kezâ bedeni ile başkalarına hizmet ve yardım da sadakadır. Sadaka, mutlaka kesesinden fedâkârlık yapmakla olmaz. Allah nâmına yapılan her iyilik bir sadaka demektir.”
(Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, 2000, s. 596)
******
– İrfânın alâmeti nedir?
– “Ârif olan, sözünden de, özünden de, gözünden de, hareketinden de bellidir. İrfan demek Allah’ı bilmek demektir. Yâni Allah’tan başka fâil, ondan başka mevcut görmemektir. Her nereye baksan ol güzel Allâh’ı görmek, işte irfan budur.
Sanma zâhit savm u salât ile biter işin
İnsan olmaya lâzım olan irfan imiş.”
(Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, 2000, s. 598)