Hakikatte Kimiz?

Bir sohbet meclisinde duyduğum şu cümleler uzun zamandır zihnimde: “Refleksiniz dinî bir cümle olsun, yani dilinizin hemen altındaki Allah olsun ve unutmayın ki nefsinize ağır gelen bir şeyle karşılaştığınız an verdiğiniz o ilk tepki, hakikatte kim olduğunuzu gösterir.”  

Duyduğum an yüzümde hissettiğim tokadın izi hâlâ duruyor sanki. Aslında bu cümleler, çocukluğumdan beri farklı kelimelerle hep işittiğim ifadeler… Fakat her şeyin bir vakti olduğu gibi, bu ifadelerdeki mânânın beni alt üst edeceği zaman da galiba o gündü. Çünkü bu konuyla ilgili hatâlarım birikmişti. Ayrıca yaptıklarımın farkında olduğumdan kendimi gözaltına almıştım ve böylece karşıma çıkan bu cümleler yahut söyleyen kişi beni kendime getirivermişti. Cenâb-ı Hak da vesile kıldıktan sonra… İşte o gün oturduğum koltukta ufaldıkça ufaldım sanki.

Biliyoruz ki dünya gailesi içinde güllük gülistanlık bir hayat sürmek, rahat etmek pek mümkün değil… Bu dünya sahnesinde bizim gibi milyarlarca insan var, bir de herkesin kendi içinde ruh ile nefis mücadelesi var. Bu yüzden en ufak şeyden tetiklenip istemediğimiz refleksleri göstermek ve yoldan çıkmak ile yolda kalmak arasında gidip gelmek çok kolay… Peki yaşadıklarımız karşısında ne tür reflekslerimiz oluyor? İlk tepkilerimizde ne yapıyoruz? Öfkemizi dışa vurup karşı tarafa mı kızıyoruz, yoksa içimize atıp gönlümüzü mü kirletiyoruz? Sıkıntı karşısında ağlayıp isyan mı ediyoruz, yoksa kimden geldiğini unutarak sûretlere mi takılıyoruz? Yahut bir başarı elde ettiğimizde, bir nimetle karşılaştığımızda kendimizden mi bilip seviniyoruz?

Üzerinde düşünsek söylenecek o kadar çok şey var ki… Her an bir imtihan… İşte imtihanlarımıza gösterdiğimiz tepkilerle hayatı ya kendimize kolaylaştırıp cennet kılıyoruz yahut daha da zorlaştırıp zindan ediyoruz. Ve kim olduğumuzu, yani nasıl bir kul olduğumuzu farkında olmadan ortaya koyuyoruz her defasında…

Bu yüzden davranışlarını kontrol altına almalı insan… Kontrol altına almaktan kasıt ise şu: Allah’ın rızasına aykırı söz söylememek ve nimette de belâda da, her durumda “Senden Allah’ım!” diyebilmek. Sonuç olarak ne sevin ne üzül ne öfkelen ne de isyan et… İşte insan bunları hakkıyla yapabilirse gerçek bir mümin oluyor. Yoksa nefsine ağır geldiği için isteyerek yahut istemeyerek ortaya koyduğu tepkiler, onun Allah’a değil de nefsine kul olduğunu gösteriyor.

Hâsılı, keşke durup gönül aynamıza bakabilsek ve hep uyanık olabilsek… Zira bu yolda “Ben Müslüman’ım.” veya “Ben iman sahibi biriyim.” demekle iş bitmiyor. Cenâb-ı Hak bizden delil istiyor! Duyduklarımızı hâl etmek nasip olsun inşaallah…

The following two tabs change content below.

Mehveş

Son Yazıları: Mehveş (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın