Girdi yapan Emine Ebru

Komşuluk Hakkı

Can komşum, Sen benim mahalle komşumsun. Evinin kokusunu bildiğim; iyisinde kötüsünde derdimi paylaştığımsın. Sohbetimizi hemen hergün birimizin evinde mayaladığımız yetmezmiş gibi kapı önünde dakikalarca ayakta devam ettiğimsin. Pazar dönüşü elimin yükünü; sohbetinle kalbimin yükünü hafifletensin. Televizyonu birlikte izlediğimde daha bir zevk aldığım; çay ve çekirdekle sohbetini mayaladığımsın. Elim çırptığım kekin içine dalmışken bittiğini farkettiğim bir […]

Bir Yol Hikâyesi

Şehir yaşamının çalışan insanı hep bir parça mutsuzdur.  Çalışmaktan mutsuz, yaptığı işten mutsuz, kendinden mutsuz… Hep gelecekteki bir hayâle ulaşmak için kurar zembereğini. Bir an önce Cuma gelsin diye başlar her Pazartesiye. Hayattan keyif almayı hayâlindeki tatil paketlerinin içine saklar. Pazar akşamları olan sebepsiz hüzünlenme için hep Pazartesiyi suçlar. Ve her Pazartesi günü, Pandora’nın kutusunu […]

Sevdiğim Hira Kokuyor

Aklımla başladığım ve gönlümle tamamladığım bir yolculuk oldu Hira. Tüm yolculuklarımı gönlümle tamamlamak niyazıyla… Gecenin üçünde saatin çalışıyla irkiliyorum. Henüz üç saatlik uyku ile sıcak yataktan ayrılmak ve ilk hamleyi yapabilmek öyle zor ki… “Bir bahâne bulsan da gitmesen” diyor içim, “O yol gidilmeden olmaz” diyor daha derinim. Zoraki doğruluyor, yarı kapalı gözlerle banyoya doğru […]

Ahlâkî Formatlanma

Cemâlnur Hocamız ne güzel anlatır: “Sağ elimde bir fincan olsa ben yemin ederim ki fincanın kulpu sağdadır, oysa siz karşı taraftan kulp solda diye yemin etseniz siz de haklısınızdır. Gerçek doğruyu bulabilmek için üstten bakmayı öğrenmek gerek. “   Artık sizce de toplum olarak ahlâkî bir formatlanma yaşamamızın zamanı gelmedi mi? Değer yargılarımız, hayatı yaşama […]

Halil İbrahim Sofrası

Bu ayın konusu mâlûm: Allah’ın dostu olmakla nitelenmiş Hz. Halil İbrahim’i (a.s.) yazmakla görevliyiz. Gerçi yazmak derken biz klavyenin üzerine parmaklarımızı koyacağız, sonra bir Fâtiha okuyup Peygamber Efendimiz’e, Hz. İbrahim’e, tüm peygamlerlere, tüm pîrâna ve mürşidimize göndererek niyaz edeceğiz ki hikmetin gerçek sahipleri bizlere tenezzül edip burada paylaşacağımız birkaç doğru cümleyi kurdursunlar. Yoksa vallahi -en […]

Zulümle Mücadele

Oruç tutalım tutmayalım, bal kavanozuna batmışcasına bir neşe ile geçirdik Ramazan’ı. Yılın en sıcak aylarına denk gelen bu uzun günlerde özellikle susuzluğumuzu ayrı bir zevkle yaşadık. Akşam üzerlerine doğru donuklaşan bakışlarımızı ve ofisteki toplantılarda tutuklaşmalarımızı bile neşeyle kabul ettik. Çocukça bir muziplikle -normalde yemek yemediğimiz saatlerde yaptığımız- iftar sonrası karpuzlu, dondurmalı kaçamakları da çok sevdik. […]

Gazze Yanıyor

Yurdumdaki insanların ekserisi gibi ben de televizyon izlemeyi severim. Diziler, filmler, yarışma programları derken haber programları da kumandamın tuşlarına takılır. Genelde gazetelerin üçüncü sayfalarında yer bulan cinsten adlî vakalar “Allahım, sen evlerden uzak et!” minvalinde bir duâ ve kulağı çekiştirip tahtalara vurmakla geçiştirilir. Ama bazen öyle haberler takılır ki insanın gözüne, ne yutabilirsin ne geçebilirsin… […]

Babam

Zaman yine gerilere doğru akıyor. Beş altı yaşlarında bir kız çocuğu var sahnede. Gökyüzünde vaatkâr ama aldatıcı bir güneş, dallarda erguvanlar. Bahar geliyor besbelli. O cumartesi gününü hiç unutmaz kız çocuğu. O gün -aslında evlerine çok da uzak olmayan- Göztepe Parkı’na gitme telâşında. Göztepe Parkı o zamanlar baharı boğazına kadar taşan lâlelerle karşılamaktan henüz çok […]

Sermâyem Samimiyet Olsun

Erden Hakk’a ermek gerek Erenleri bulmak gerek Bulmaz isen sen onları Cân u dilden sevmek gerek   Sevenler buldu anları Erişdi Hakk’a canları Bütün oldu imanları Cân u dilden sevmek gerek Hz. ÜFTÂDE   Mesnevî’deki meşhur hikâyeyi bilirsiniz: Adamın biri Hz. İsa’nın diriltme gücünü kendisine öğretmesini ister dururmuş. Hz. İsa sonunda adama diriltme yeteneğini vermiş. […]

Mürşid İle İşlenmek

Anglo-Sakson dillerinde ortak kökten gelen bir sözcük vardır. Fransızca bir tâbir olarak zaman zaman Türkçe konuşmalarda da yer bulur: “Cultivé” ya da Türkçe okunuşu ile “kültive.” Bir anlamıyla “işlenmiş toprak” diğer anlamı ile ise “kültür ve görgü sahibi kimse” demektir. Bu iki sesdeş sözcük, ilk bakışta alâkasız gibi dursa da, içerik bakımından birbiri ile oldukça […]