Öğretmenim, Canım Benim
Buradayım. Yaşamaya çalışıyorum. Bir adım atıyorum. Sonra bir adım daha… Birbirlerini takip eden ufuklara açılan adımlarla yol kat ediyorum. Yol epey güzel geliyor. Yalan söyleyemem. Seviyorum. Canımdan çok sevdiğim öğretmenimin bir tebessümü her şeyi sevdirmeye yetiyor. Bir bakışıyla aşka geliyorum. Yanındayen içim dışıma taşıyor. Her geçen gün biraz daha çok fark ediyorum ki o her dâim yanımda. Bunu hatırladığım vakitlerde yine bir coşkuyla taşıyorum
Onun mânâsından yayılan gül kokusu ve baldan tatlı sözleri, amel dünyamı çerçeveliyor.. Bazı şeyleri bilmek için orada olmak yetiyor. Bazen nefes aldığımda o tadı damağımda hissediyorum. Elim telefonuma gittiğinde, bir dilim ekmek yediğimde, ayakkabılarımı bağlarken, yanında bir yudum çay içtiğimde ve sessizliğimde hep onu duyumsuyorum. Ayrıca kendime durmadan hatırlatmak da hoşuma gidiyor. Çünkü bu beşer, gaflete düşüp çokça unutuyor.
Öğrencilerinde onun gözlerini, bakışını görüyorum. Öyle çok seviniyorum ki. Gönül onlarla konuşmaya başlıyor. Güzel ve doğru yaşayışını yaşayanları görüp seyrettikçe kokusunun nasıl da yayıldığına şâhit oluyorum. Her birini ayrı ayrı ve bütün olarak örnek alıyorum. Hep birlikte yürüdüğümüzü fark ettikçe sevinip duruyorum. Çünkü yolculuğum, hislerimi paylaşabildiklerimle güzel.
Öğretmenimin gönlü bana kendisinden ve öğrencilerinden her dem konuşuyor. Kendisini vazgeçmeden her dâim hatırlatıyor. Bıraktığı ayak izleri sayesinde de takip etmeye çalışıyorum. Çok şükür… Onun gönlü ise bir gül bahçesi gibi devamlı açıyor. Orada güllerini buduyor. Gülleri, budanıyor. Budandıkça güzelleşiyor. Kalbindeki o güzellikleri tek bir güzel olarak ne de güzel var ediyor. Hayret ediyorum ve inanıyorum. Nefsim de darbelere kendini bırakmış, dikenlerini bir bir döküyor. İstenmeyen huylarımı alsın budasın. Yok etsin. Kendime dair hiç bir şey kalmasın isterim. Bir çiçek açacaksam öğretmenimi açmak isterim. Boğazımı, onun ellerine bırakırım. İrâdemi alsın kendi irâdesi eylesin isterim. İstedikçe isterim. Bir âciz ne ister ki başka?
Memnunum. Yörüngesinde dönüp duran pervâne gibi yanıyorum. Yaklaştıkça yanıyorum. Kül olayım da tertemiz kalayım. İçinde kaybolmayı o kadar çok isterim ki uğruna her istediğini, herşeyi vermeye razıyım. Kendimde verecek hiçbir şey kalmasa da vermeye devam edeyim. Kendimde kendime dair bir cüz kalmasın… Onsuz kalacağıma onunla yok olmaya razıyım. Zaten onsuz var olmak neye yarar?
İsterim. Öğretsin isterim. Bileyim ki onu daha çok seveyim. Tanıyayım ki dolu ve diri yaşayayım. Konuşalım ki sevindireyim. Bakışalım ki gözlerinde kaybolayım.
Hem yakınında hem de uzağındayım. Sen nasıl gelmemi istersen öyle geleyim. Ne kadar gelmemi istersen o kadar geleyim. Sen nasıl uygun bulursan o bana kâfidir. Bir kelimeni işitsem, başka dünya istemem…
Bir gün sana kavuşayım diye niyaz edecek olsam da eminim ki zaten seninleyim. Seni kendimde yaşatıyor ve seninle yaşıyorum. Yoksa eminim ki sensiz hiç bir nefesin tadı yok. Edep ederim de sana açılmaya dilim varmaz. Sensin ki beni benden iyi bilen, sana diyecek sözüm kalmaz. Suskun suskun yanında otururum. Fakat bilirsin ki yanında sonsuz huzurdayımdır. Havada uçuşan bir toz tanesi kadar olmayan şu vücudda ne varsa senindir, huzurundadır. Bir tebessümün yeter…
Umut Alihan Dikel
Son Yazıları: Umut Alihan Dikel (Profiline git)
- Dijital Âşık - 28 Mayıs 2017
- Bahçemin Yaşayan Gülleri - 21 Mart 2016
- Öldükçe Dirilen - 1 Ocak 2016
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!