Kadir ve Gece

Hakk’a giden bütün yolların Hz. Muhammed’den geçmesi ne güzel… İncelediğim her kelime her kavram nihayetinde onu işaret ediyor. Öğrendiğimiz her şeyi halimize yansıtmak, davranış biçimi olarak vücudumuzda sabit kılmak hepimizin amacı olduğuna göre Hz. Peygamber’le yakınlık kurmak bizi bu amaca doğru hızlıca sürükleyecektir. Hz. Mevlânâ diyor ki; Ne kadar hal sahibi olduysan, onun yüzü suyu hürmetine oldun; onun yüzünden haller elde ettin.” Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor, “önce bütün vergileri, bağışları onun önüne dökerler de sonra başkalarına dağıtırlar. Tanrının türesi böyledir.” Yani her şeyin başlangıcı Hz. Muhammed’dir. Hz. Mevlânâ’nın bu anlayışı, sufilerin, Allah’ın yarattığı tek şey Hz. Muhammed’in hakikatidir sözünün en güzel açıklamalarından birisi olsa gerek…

İbnü’l Arabî de Kadir gecesiyle ilgili yaptığı yorumlarda bu hakikati muhteşem bir şekilde ifade ediyor. Arabî hazretleri Kadir gecesini insanlık mertebesine ulaşmış kimse üzerinden tanımlıyor ve Fütûhât isimli eserinde şöyle diyor; “Sen Kadir gecesisin, çünkü sen tabiat ve Hak’tan meydana gelmişsin.” Kadir kelimesini Hz. Muhammed’in yüce hatrı ve şerefi olarak, gece kelimesini ise Hz. Muhammed’in bünyesi olarak yorumluyor. Bünye, ruh güneşini perdelemesi, örtmesi sebebiyle karanlık bir yer olarak ele alınıyor. İbnü’l Arabî Allah’ın vahyinin ortaya çıkmasının “Kadir” olan bu karanlık fakat mübarek vücutta gerçekleştiğini ifade ediyor.

İbnü’l Arabî Kadir suresini tefsir ederken de ayetleri bu mana çerçevesinde inceliyor. Mesela “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır” ayetiyle ilgili yorumunda, her varlığın ve oluşun gün olarak nitelendirildiğini söylüyor. Yani, zaman kavramını yaratılmış varlıklar üzerinden tanımlayarak, günleri yaratılmış tüm varlıklar, ayları varlıkların sınıflandırıldığı türler, yılları ise türlerin sınıflandırıldığı cinsler olarak yorumluyor. Buradan hareketle, ayetteki “bin aydan” kastın, yaratılmış tüm türler olduğunu söyleyerek, Kadir gecesi olan Hz. Muhammed’in bütün yaratılmışlardan ve türlerden hayırlı olduğu yorumunu yapıyor.

Birbirini tamamlayan ifadeler beni her zaman çok etkilemiştir. Çünkü puzzle parçalarının aralarındaki uyumlu yapı gibi, farklı kelimelerle ifade edilen anlamların oluşturduğu uyumlu yapı, büyük resimle ilgili heyecanımı ve zevkimi daha da artırıyor. Mesela Hz. Peygamber’in “Din güzel ahlaktır” hadisi bize güzel ahlakın önemini işaret ediyor. Güzel ahlak nedir diye soracak olursak cevabı yine peygamberde buluyoruz. Hz. Ayşe’nin “Onun ahlakı Kur’ân’dı” sözü güzel ahlakın, Kur’ân’ın bütününde yer aldığını işaret ediyor.

Bu tanımlamaları yine İbnü’l Arabî’nin Kadir gecesi ile ilgili yorumlarıyla birbirine bağlayabiliriz. Mesela İbnü’l Arabî Kadir gecesini, “kendisini saflaştırmış ve tamama ermiş nefis” olarak da tanımlıyor. Bu yoruma göre Kadir suresindeki “Biz onu (Kur’an’ı) kadir gecesinde indirdik” ayeti şu anlamı da ifade etmektedir; kendi nefsini temizleyip Hakk’a dair sıfatların kendisinden yansıyabilmesi için adeta parlak bir ayna haline gelmiş kimsenin kalbine Kur’ân iner ve o kalbe Kurân’a dayalı bir algılayış biçimi yerleşir. Elbette ki ifade edilen kimse Hz. Muhammed’dir. O’nun saflaşmış vücuduna Kur’ân indirilmiştir. Hz. Ayşe’nin ifade ettiği gibi, Kur’ân’a dayalı algılayış biçimi, onun ahlakını yansıtmaktadır.

Bir sembol niteliği taşıyan bu geceyi, Hz. Peygamber’i daha fazla tanımak ve onun aracılığı ile Allah’a yaklaşmak için bir vesile olarak idrak etmeyi Allah hepimize nasip eylesin.

The following two tabs change content below.

Yavuz

Basit.

Son Yazıları: Yavuz (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın