Aralanan Kapılar Üzerine Bir Keşif

“Öyle bir teslimiyetteyim ki mucizeler ile yaşıyorum.“

Böyle bir cümle duymak insanda öyle kapılar açabiliyor ki….

İnsanın, mekânda, zamanda ve bunların sentezi olan durumda olmak üzere üç bilinmeyende bir an için teslimiyette olduğu düşünülürse o an yine bir andan ibarettir. Sanki bir adet resimdir.

O an gönül, bir uyum içinde bulur kendini. Birin uyumu ile karşılaşmıştır. Fakat gönül ritmi hâlâ dengesizdir. Nasıl, neden? Akıl almıyor. Dizginlenmeyen bir ritimsizlik… Doğaçlama müzikte yapılan nota hatalarının kulağa hoş gelebilmesi gibi hayatta zuhur eden uyumsuzlukların oluşturduğu o uyumun da akla yakın gelebilmesi dolayısıyla birliğin uyumunu dinleme fikri edinilmişti artık. Bu fikir ile teslimiyette o gönül müziğini, o bülbülü dinlemek istemenin ne güzel olduğu fark ediliyor. O bülbüle hasret kalınıyor âdetâ.

İnsan değişebiliyor bu dalgalı denizde. Dinliyor çünkü. İnsana giriş kapısı dinlemekmiş meğer… O taşan nehri dinlemek gönül için büyük bir safâymış. İnsanların yüzlerinden, gözlerinden, sözlerinden gönülleri yansıyor, taşıyor âdetâ. Kanın taşıdığı her hücreye her an nüfuz ediyor gönül bir kere zaten.

İçlerdeki herşey, böyle dışarı taşıyor herkesten, her şeyden.
Celâl ve Cemâle bürünüyor her yön, her taraf…

Ölüm, tüm anlar için teslimiyetin hal olduğu böyle bir filmin de bitiş sahnesi. Ölümden önce ölebilmek, gönüle, taşıdığı can tohumuna canlanması için fırsat tanıyabilir. Bir kere filizlendi mi, o cana artık her yer gül bahçesi olur.

 

The following two tabs change content below.

Umut Alihan Dikel

Hamım. Pişmekteyim. Yanacağım.

Son Yazıları: Umut Alihan Dikel (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın