Umre Yolu
“Yol gönüldür. Gitmek, kendiliksiz kendine gitmektir, bilmek ve bulmaktır.”
Ken’an Rifâî
Henüz umreye gidemedim. Doğrusu bu yolculuğu hasretle bekliyorum. Yazın sıcaklar bastırınca Mekke’yi düşünüp, bir yerde kalabalıkta sıkışınca Mescid-i Nebevî’yi düşünüp mutlu oluyorum, acaba nasıl olacak diye düşününce heyecanlanıyorum. Hacer’ül Esved’i öpebilecek miyim, öperken nasıl atlayacağım, bunları düşünmek bile şu anda yüzümü güldürüyor.
Hz. Peygamber’in huzuruna varma, yeşil halıda namaz kılma, Kâbe’yi ilk kez görünce hissedilen duygular… Gidenlere sorduğum, anlattıklarını içer gibi dinleyip içimde büyüttüğüm çok şey var. Evet, benim de param pulum yok ama bu işlerin parayla pulla olmadığını da sayısız örnekte gördüm. Yol açılınca, her şey yerini buluyor ve diyorlar ki “Bir bakıyorsun, oradasın!”
Yol açılınca demişken…
Bu yazıya başlamadan önce, Efendimin bir sözü vardı gönlümde. “Yol gönüldür. Gitmek, kendiliksiz kendine gitmektir, bilmek ve bulmaktır.” buyurmuşlar.
Anlamam gereken tek bir şey var.
Bilmem gereken tek bir şey var.
Bulmam gereken tek bir şey var.
Kendim…
Yol, gönlüm… Umre yolculuğu da benim bu âlemde kendi hakikatime gidişimin belki bir provası… Tek bir parçası olduğum o bütünü bu âlemde seyredebileceğim; yalnızca o mânâya odaklanabileceğim bir fırsat umre. İster Kâbe olsun, ister Mescid-i Nebevî; ister insan-ı kâmilin huzuru olsun, isterse bir taş… Hepsi ayna, hepsinde kendimi göreceğim. Yeter ki bu fırsatı değerlendirip gördüğüm her şeyin kendimi tanımam için olduğunu göz ardı etmeyeyim…
Elif Hilal Doğan
Son Yazıları: Elif Hilal Doğan (Profiline git)
- Seçim - 31 Aralık 2018
- İNSÂN-I KÂMİLDEKİ FERDİYET TECELLÎSİ - 2 Ağustos 2018
- Vefa Apartmanı - 25 Ağustos 2017
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!