Yolumun Efendisi
“Mürşit ile dünya hayatında karşılaşmak bir lûtufdur” derler büyüklerimiz. Herkesin mürşidi kendine göre en güzeli, en büyüğüdür. Âcizâne bizim mürşidimiz Ken’an Rifâî Hazretleri de bizim güzelimiz, bizim kutbumuz ve bizim Allah’a giden aşk yolculuğunda yol göstericimizdir. Ben kim, o büyük sultan hakkında yazmak kim… Efendim’in izniyle küçücük aklımın algıladığı kadar yazabilirim ancak.
Doğduğumdan beri hayat yolunda düşe kalka yürüyordum. Sınavlar, mücâdeleler, yenilgiler ve zaferlerle karmakarışık bir yolda, nefsimin liderliğinde ilerliyordum. Artık içimde bir kuraklık başlamıştı. Tatminsiz ve mutsuzdum. Hayatın rutin gidişine uyuşmuş gözlerle bakıyordum. Bir çıkış yolu olmalı diye düşünüyordum. Bir şey eksik hayatımda, ama ne? Aşktı kuşkusuz, ama kime meyletsem tokat yemiştim. Artık o kibirli bakışlarım inmiş, boynum bükülmüş, bir yardım umarak yolumda yürüyordum.
Bu uyuşturulmuş hâlim ya hep sürsün ya da artık bitsin diye söylenirken birinin karşımda durduğunu hissettim. Kafamı hafifçe kaldırmıştım ki gözyaşlarım sel olup akmaya başladı. Ağladıkça ruhumun üzerindeki katranlaşmış tortu temizleniyordu sanki. Ruhum koşup O’na sarıldı. Ezeldendi tanışıklıkları. Ben hâlâ ağlıyordum, ama sevinçliydim. Annesini bulmuş bir çocuk gibi mutluydum.
Efendim Ken’an Rifâî Hazretleri ile seferime kaldığım yerden devam etmeye başladım. Seferimin amacı da değişmişti artık. Yolculuk, ilâhî aşka yolculuğa dönüştü. Bu yolda şartlar değişmemişti; fırtına, kar, sıcak, kurak ya da sel, ne varsa oluyordu yine. Ama artık benim tutunacak koca bir Efendim vardı. Şartlar ne olursa olsun, ben ne kadar savrulursam savrulayım, O hep yanımdaydı. Meğer O zaten hep yanımdaymış, dünyaya yollandığımdan beri. Fakat bu farkındalık, kurumuş dünyama can suyu etkisi yarattı. Meğer ben hep mürşidime muhtaçmışım. Bu kocaman dertli dünyada, Allah yolunu tek başıma nasıl bulabilirdim?
Efendim, sana teşekkür ederim, beni yalnız bırakmadığın için… Her düştüğümde kaldırdığın için. Gözyaşlarımı silip yola devam etmek için beni cesaretlendirdiğin için teşekkür ederim. Aşamayacağım engellerde sırtına aldığın ve yoldan çıktığımda güzellikle tekrar yanına çektiğin için sana minnettarım. Senin hakkını nasıl öderim, bunca hatâ ve bunca günahla. Öğrettiğin ahlâkı, edebi ve aşkı hayatıma geçirme gayretindeyim. Çabalıyorum… Anlattıklarının kırıntısını hâl edeyim inşaallah. Beni senden ayırma.
Âmin.
Banu Büyükcıngıl
Son Yazıları: Banu Büyükcıngıl (Profiline git)
- HİZMETLE YANAN ÇERAĞ - 21 Mayıs 2019
- Hepimizin Hikâyesi - 24 Ocak 2019
- KEMÂLÎ’NİN KEMÂLE SEYRİ - 7 Haziran 2018
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!