İsyan

Bir damlaydım kurban seçildiğim vakit,

Bir ummânın hedefine düştüm.

Benden ne istedi her şey kendisi iken?

Bir parça yokluk, bir tutam cürüm,

Bir avuç isyan…

Bilemedi mi?

Buydu kendisine seçtiği kurban…

 

Hüseyin gibi bir yiğit olaydım,

Yüzbin Kerbelâ’nın kanla dolması revâydı.

Ya Hasan gibi bir güzel olmalı ki,

Küp küp içilirdi zehirler, aslında baldı…

Kendine hayrı olmayan bir zavallı,

İrâdeden yoksun bir âciz…

Ne Hamza gibi Esedullah,

Ne Ali gibi bir Seyfullah…

Neyime göz koydu ki herşeyin mâliki, yüce Allah?

 

Bilmiyorum fakat direniyorum!

İnatçılığı rehber edinip ayak diriyorum.

Varlığa hayran kılınmış bir canım var,

Onu yoklukla nikâhlamamaya çalışıyorum…

İstenmeyen düğünler, rızâsız gelinler

Ve karşılıksız mehirler.

Bu sahte merâsimlerin ortasında ben,

Varlığı muhakkak olan bir mücevher uğruna adanmışken,

Direniyorum,

Naz ehli değilim ama, kimbilir?

Belki de nazlanıyorum…

 

Hadsizlik mi?

Arşı kucaklayan bir idrak,

Ve tükenmez nefis vesvesesi.

Bir ahlâk âbidesi,

Ve Lût gölünün en derini,

Buz ve ateş, hava ve su, ay ve güneş…

Her biri ayrı kurşun, ayrı bir kılıç darbesi.

Vücudumun kullanım amacı buydu işte;

Birbirinin düşmanı kutupların meydan muhârebesi…

 

Ben zavallı bir kukla,

Kudretten yoksun bir avuç toprak…

Kendine söz geçiremeyen terbiyeci,

Günah maskarası mütereddid ahmak.

Ve benim seçilen kurban,

İşte bu komik!

Nedir hikmeti bilinmez ama,

Dilediği şeyi dilediği şekilde gerçekleştirir de,

Sonra bunu der;

“Kâle kezâlik!”

 

The following two tabs change content below.

Yavuz

Basit.

Son Yazıları: Yavuz (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın