Aynı Çatı

Son zamanlarda Müslümanların çektiği acılar hepimizin içini kan ağlatıyor. Birçok bölgede Müslümanlar zulüm altında. Peki biz bu hâdiselere nasıl bakmalıyız? İslâm gözlüğünü takarak olayların iç yüzünü nasıl idrâk etmeliyiz?
Hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanıyorsak, Gazze’deki hâdiselerin de Allah’tan geldiğini idrâk etmeliyiz. Allah bize birşey göstermek ya da öğretmek için bizi çeşitli sınavlarla kendimize getirmek ister. Gazze’de acı olayların yaşanması bizim Yahudilere karşı düşmanlık beslemememiz için değil, İslâm dünyası olarak kendi eksiklerimizi görüp düzeltmemiz gerektiğini göstermek içindir. Âcizane, bu şerrin hayra dönüşmesi için, ah edip vah etmek yerine zâlim ile değil, onların yaptığı zulüm ile mücâdele ederek kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Sâmiha Ayverdi Hocamızın, sağlığında Arap emirlerine ve devlet başkanlarına, İslâm dünyasının birleşmesi konusunda birçok mektup yazdığını biliyoruz. Bu büyük sultan, bugünleri önceden görmüş olacak ki, İslâm dünyasının mezhep ve düşünce farklılıklarıyla bölünüp pâre pâre olacağının uyarısını önceden yapmış. Şimdi birçok İslâm devleti, Ortadoğu’nun ortasındaki bu hâdiseye karşı kulaklarını tıkamış oturuyor. Her ne kadar kulaklarımız tıkasak da, gözlerimizi sımsıkı yumsak da bu hâdisede bizim de payımız var. Biz meşrep ayrılıklarını bahâne edip bölüne bölüne Peygamber Efendimizin yolundan arka sokaklara saptık. Kimimiz yolunu kaybetti ve savruldu, kimimiz kendi mezhebi daha iyi diye böbürlendi. Oysa büyük olan Allah, Peygamber ve onun izinden gidenler… Bize düşen, farklılıklara saygı göstermek, Peygamber’in yolundan gitmek ve farklı devletler olarak beraberce aynı sancağın altında yaşamak.
Allah bizi uyandırmak, harekete geçirmek için celâliyle tek yolu işaret ediyor. Zâlimi tıpkı bir maşa gibi zulmettiriyor. Ama unutmayalım ki, zâlim de Allah’ın kuludur. Âcizane Gazze bize diyor ki, artık İslâm devletleri birleşmeli. Mezhep ve düşünce farklılıklarını vurgulamayı bırakıp aynı çatı altında mezhep ve meşreplere saygı göstererek Peygamber’in sancağı altında toplanmalı. Biz de bu birleşme için önce kendi çevremizdeki farklı meşreplere saygı gösterip kabul etmeyi öğrenmeliyiz. Ve bu halka büyüyerek kocaman bir İslâm dünyası haline gelmeli.
Farklılıkları hoşgörerek birlik beraberlik içinde yaşamayı ve sevgi ve merhamet ile birleşip tek bir yürek olmayı Allah nasip etsin inşaallah.

 

The following two tabs change content below.

Banu Büyükcıngıl

Kendimi tanımak sevdasıyla yola çıktım. Sonra bu yolculukta parça parça olduğumu hissettim. Aramak, önce kendimi parçalara ayırmak mı demekti bilmiyordum. Sanki karanlıkta bir balçık çamurunun içinde yol almaya çalışıyor ve üşüyordum. Bir zaman sonra karşımda bir ışık gördüm, gayrı ihtiyari ışığa doğru yürüdüm. Işığın içinden geçerek cennet tasvirlerine benzeyen bir bahçenin içine aktığımı hissettim. Bu bahçenin içinden de cennette olduğu gibi dört nehir akıyordu; bal nehri, şarap nehri, süt nehri ve su nehri. Bu cennet bahçesi İnsan-ı Kamil'di. Onu farkettiğim günden beri, yaşadıklarımı ve hissettiklerimi Her Nefes Dergisi'nde paylaşmaya çalışıyorum.

Son Yazıları: Banu Büyükcıngıl (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın