Sohbetler (Eylül 2014)

“Dünyâya gelmekten maksat, rûhu kemâle erdirmek, kâmil insanı bulmaktır. İlmi burada bulamadınsa Çin’e kadar gideceksin. Bu hususta mâzeret makbul değildir. Çünkü dünyâya gelmekten maksat budur. Benim evlâdım, âilem var, onlar ile meşgul olmam, onlar için çalışmam lâzımdır, da desen yine mâzeretin makbul olamaz. Evlâdın ve âilen olduğu için yemek yemiyor musun? Şu halde rûhunun gıdâsı için de çalışman, onu aç bırakmaman lâzım.
Taşı toprağı arayacağına insanı ara… İlmullâhı, kâmil insanı ara… Seyâhatler edip hacca gidiyorsun. Git. Fakat yalnız taşı toprağıziyârette kalma… İnsanı bulup onu tavaf et!”

(Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, İstanbul, 2000, s. 549)

 

***
“Hazret-i Ali buyuruyor ki: Kalbin hayâtı ilimledir, elde ediniz; ölümü ise cehil iledir, kaçınınız.
Nazlı Hanımefendi:
–    İlimden maksat kâmili bulmak değil midir?
– “Evet asıl ilim odur. Fakat halkı uyandırmaya, irşada memur olanlar için yalnız manevî ilim kâfî değildir. Zâhir ilmi de lâzımdır. Hazret-i Ali’nin, zâhir ilmi cihetiyle de üstüne çıkacak kimse yoktu. Bir mürşidin, behemehal zâhirî bilgilere de sahip olması şarttır. Seni inandırması için, seni kazanması, senin fikrî ve hissî sermâyenle karşına çıkabilmesi için mutlaka sende olan mâlûmata sahip bulunma­sı îcap eder. Faraza ben mûsıkî bilirim, dediğin vakit, o da, ‘ben senden iyi bilirim’, lisan bilirim dediğin vakit, ‘ben senden fazlasına âşinâ­yım’ diyebilmeli ki, onu görüp sen de ‘Bu da bendenmiş!’ diyebilesin.”
Semîha Hanım:
–   Avcının, ormanda kuşları avlamak için kuş taklidi yapması gi­bi… Kuşu tutabilmek için onun lisânından anlamak lâzım geliyor…
–  “Evet ama her kuşun lisânı da başka başkadır ve mürşit olanın, bunların hepsine âşinâ olması lâzımdır. Tâ ki mürîdini terbiye ve mu­habbeti halkasına aldıktan sonra, mürit, kendi bildiklerinin, Hakk’ın ilmi yanında ne kadar basit olduğunu görüp anlasın. Fakat bunu idrâk edebilmesi için halkaya dâhil olması lâzımdır.”

(Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, İstanbul, 2000, s. 241)

***

–  “Bugün Güzîde Hanım Vâlideniz ile bir hadîs-i şeriften bahsedi­yorduk. Resûlullâh’a sormuşlar. Bize, bizi Allâh’a yaklaştıracak amel­lerden bahset, demişler. Efendimiz de ‘İlmullah, yâni Allah ilmi…’ cevâbında bulunmuş. Ashap, ‘Yâ Resûlallah, biz amel dedik, sen ilim di­yorsun…’ diye itiraz edince ‘İlimsiz amel işe yaramaz. Bin rekât namaz kılmaktan, bir dem kâmil insanla sohbet hayırlıdır’ cevâbını vermiş. Ashap yine ‘Kur’an okumaktan da mı hayırlıdır?’ diye sorunca ‘Evet, çünkü Kur’ân’ı da size tefsir edecek ilimdir, buyurmuş.”

(Ken’an Rifâî, Sohbetler, Kubbealtı Neşriyâtı, İstanbul, 2000, s. 414)

The following two tabs change content below.

Ken'an Rifâî

Son Yazıları: Ken'an Rifâî (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın