Sâmiha Ayverdi’den Çocuk Eğitimine Dâir Düşünceler

Aşırı tasarruf, baskı ve müdâhale, şahsiyet yapı­sının teşekkülünü zorlaştırır ve irâdeyi zayıflatır. Çocuklarınızı kontrol edin, fakat bunu onlara, mümkün olduğu kadar hissettirmeden ve ezmeden yapın.

***

Çocuk, dertlerini, sıkıntı ve üzüntülerini rahatça paylaşacağı sıcak bir aile havası içinde kendisini emniyette bulursa, belki de bu, hem çocuk hem ailesi için en kârlı ve hayırlı bir yol olacaktır.

***

Onlara, en körpe çağlarında, misaller ve hikâyeler yahut da yaşanmış hayat maceraları yolu ile haramı helâli, günâhı sevabı, hesabın kula değil Allah’a verileceğini, maddî mânevî mânâda cömert, fedakâr, vefakâr ve feragatli olmayı, vatan ve îman aşkını öğretin Evlâtlarınıza öğretmek istediğiniz bu değerleri, bilhassa, sıcak aile top­lantıları arasında söyleyin.

***

Karı koca arası, iki tarafın anlayışındaki muvâze­ne; esneklik ve basirete göre bulutsuz bir gök gibi pırıl pırıl aydınlık geçebilir. İnsanlar istemeyerek karşılarındakini kıracak veya gücendirecek bir harekette bulunabilir. Bunu tatlılık ve güzellikle geçiştirmek bilhassa evlâtlara aksettir­memek çocuk terbiyesinde üzerinde en fazla durula­cak noktalardan biridir. Aile içinde olsun, akraba, taallukat, eş ve dost arasında olsun insanların birbirleriyle yüzgöz olma­ması huzur ve selâmetin başlıca kaynağıdır.

***

Çocuklarınıza ellerinden geldiği kadar etraflarına iyilik yapmayı, şefkat ve muhabbet göstermeyi, hoş görmeyi ve affetmeyi, nankörlük etmemeyi akıllarından ve duygularından başkalarına pay çıkarmayı ve keseleriyle de iyilik et­meyi kendi yaşadığınız hayat yoluyla bizzat gösterip örnek olun. Kezâ, kendi çektiğiniz ıztırap ve acıları başkalarına çektirmemenin insanoğlunun varabilece­ği ulvî duraklardan biri olduğunu öğretin.

***

Kız olsun erkek olsun evlâdlarınıza evlerinizi sevdirin. Onları, kendi evlerinde meşgul edip eğlendirmek yoluna gidin. Bu, bir ciddî fedakârlığa mâl olsa dahi yapmak, hem analık-babalık hem de vatan ve îmân borcudur.

***

Çocuklara sofra âdabı hakkında bâzı öğüt­ler verilmesi îcap eder. Aile ile sofraya oturan çocu­ğun, yemeğin ortasında fırlayıp etrafta dönüp dolaş­ması hem ayıp hem de abestir. Onun için aile ile sof­raya oturan çocuk, gene büyüklerle beraber sofradan kalkacağını bilmelidir.

***

Annelerin, çocuklarına yalanın, üstlerine tatlı ve rengârenk maddeler sürülmüş bir acı şekere benzediğini, iç bulandırıcı ve bünyeyi ifsat edici olduğunu, hoş misal ve hikâyelerle îzah etmesi lâzımdır.

***

Dünyanın bir okul olduğunu ve hayatın sonuna kadar da imtihanın biri biterken ötekinin başladığını, onun için de, dâima uyanık ve kendi kendini hesaba çekenlerden olmanın, bahtiyarlığın ta kendisi olduğunu da gene siz gösterin.

 

(Bu derleme hazırlanırken Sâmiha Ayverdi’nin “Hâtıralarla Başbaşa” ve “Dünden Bugüne Ne Kalmıştır” adlı eserleri ile “Sâmiha Ayverdi’nin Mektupları” başlıklı eserden yararlanılmıştır).

The following two tabs change content below.

Sâmiha Ayverdi

Son Yazıları: Sâmiha Ayverdi (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın