Fethi Gemuhluoğlu
Geçenlerde bir vefat haberini internetten aldım. Bir Fâtihahediye etmek için isme baktım: Emine SuzanGemuhluoğlu. Mâlûm, çok sık rastlanan bir soyadı değil. Bu soyadını taşıyan bir ağabeyimi hatırladım hemen. Tanıdığı olup olmadığını sordum.“Evet” dedi, “Suzan Yengem… Merhum Fethi Amca’mın eşi…”
Ertunga Ağabey’i spor yaptığım kulüpte tanıdım. Sadece kendi geçtiği yoldan geçip sporcu olabilmeye çalışan o zamanki biz gençlere hizmeti dokunsun diye bizlerle beraber olur, işinden gücünden, sosyal hayatından fedâettiği zamanı bizlerle harcar, maçlarımızda bizlere mânen ve maddeten destek olurdu. On beş yaşlarında genç bir sporcuyken onun seyretmeye geldiği maçlarımızda şevkimizin ne kadar da arttığını hâlâ hatırlarım.
İlk karşılaşmamızda tekrar Fethi Amca’sından konuşmaya başladık. On yıl kadar önce Yeni Zelanda’da yaşarken Türkiye’den başbakan himâyesinde bir heyetin orayı ziyâret ettiğini, bu ziyâret sırasında uzmanlık alanı olan hayvancılıkla ilgili konularda heyete rehberlik yapma fırsatı bulduğunu anlattı. Soyadını duyunca başbakan kendisiyle tanışmak istemiş. Benim sorduğum gibi, Fethi Gemuhluoğlu’yla bir akrabalığı olup olmadığını merak etmiş. Amcası olduğunu öğrenince bir saat kadar sohbet etmişler.
Cemâlnur Hocam’a bu bahsi anlatınca, Fethi Bey’in ne kadar önemli bir şahsiyet olduğunu, Türkiye’de millî değerlerle yetişmiş birçok önemli kişinin üzerinde hakkı olduğunu anlattı fakire. “Çocuklar ne olur bu büyüklerinizi tanıyın. Arkadaşlarınızla bir araya gelince onlara duâ edin. Kitaplarını okuduysanız arkadaşlarınızla paylaşın. Onların da bilgilenmesini sağlayın. Bu büyükleri tanımanız çok önemli!”dedi.
Fethi Gemuhluoğlu’nu o zamana kadar tanımamış olmanın hicâbıyla hemen araştırmaya başladım. Dostluk üzerine irticâlen yaptığı bir konuşmanın metnini okudum. Konuşmanın başında verdiği selâm dahîşâheser. Mâneviyat ve dünyevî ilmin muazzam bir dengeyle harmanlandığı, peygamber ümmeti azametinin dervişâne bir nezâketle sırlandığı, kullanılan kelimelerdeki zenginliğe bakılarak doğaçlama bir konuşma olduğukat’iyen düşünülemeyecek bir metin…
Fethi Bey hakkında söylenenlerde çok etkileyici. O kadar çok insanın yetişmesinde hizmeti olmuş ki, sâdık sevenleri onun bu hasletini hâlâ dillendiriyorlar. Belki de onu en iyi özetleyen, Necip Fâzıl’ın hakkında söylediği şu sözlerdir: “Kendisine hiçbir tecelli zemini aramayan bir tevekkül zarfına bürülü, sessiz ve sedâsız, ortada görünenlere su taşıyıcı, fikir sakası Fethi Gemuhluoğlu.”
Ertunga Ağabey’in bir özelliği de elli yaşını aşkın olmasına rağmen, televizyonda en popüler yarışmalardan biri olan Survivor’a katılmış olması. Orada da babacanlığı ve canayakınlığı ile izleyiciler üzerinde müsbet bir intibâ bırakmıştı. Bu muazzam insan hakkında kısa sohbetimiz ardından bana üzülerek söyledikleri çok haklı ve gâyet düşündürücüydü: “Bir eğlence programına çıktığım için beni tanıyanların sayısı, maalesef rahmetli amcamı tanıyanların sayısından daha yüksektir.”
Kocaman bir bina düşünün. Bu binayı kuvvetli rüzgârlara, depremlere ve diğer felâketlere karşı ayakta tutan tek şey temelidir. O temel güçlü değilse, binanın mukavemetini arttırmak mümkün değildir. Koca yapıyı ayakta tutan bu parça dışarıdan bakana gözükmez. Çünkü toprağın altındadır. Fethi Gemuhluoğlu, Sâmihâ Ayverdi, MeşkûreSargut, Cemil Meriç, Semiha Cemâl ve daha niceleri… Eğer bugün ayakta kalabiliyorsak toprağın altındaki o temeller sâyesindedir.
Özellikle gençlerimizin gerçek entelektüelleri, gerçek mânevî zenginleri, medeniyet sancağımızın gerçek sahiplerini çok iyi tanımaları gerekiyor.
Hüseyin Gökhan
Son Yazıları: Hüseyin Gökhan (Profiline git)
- Kayınbabam Ameer Raschid - 31 Aralık 2018
- “FUAT SEZGİN HOCA” - 2 Ağustos 2018
- Kur’an Ayı Ramazan - 7 Haziran 2018
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!