Vuslatın En Güzel Hâli

 

                                                           Bedenden bedene değişir sûreti, çünkü ne kadar çok gönül varsa o kadar tanımı vardır aslında…

Sonbahar her zamanki sonbahardır. Gece her zamanki gece… Uykun yine naz yapar, dört duvar arasında karanlığın büyüsüyle yalnız bırakır seni. Işık yaparsın kendine yıldızları. Bazen konuşacak birini bulursun, uykusuzluğunu paylaşırsın ama yetinemezsin… Hâlâ yalnızsındır. Sonra bir ateş kaplar içini, heyecanlanırsın. Her yanında O’nu hissedip göremeyeceğini bile bile ararsın odalarda… Yine de huzurlusundur: Uzaksınızdır birbirinize ama gönül komşuluğunu kurmuşsunuzdur ezelden. Gözünü açtığın ilk andan beri seninledir, sendedir!

Büyürsün… Artık duymak istediğin tek sestir; dudaklarının konmak istediği tek eldir ve içinde olmak istediğin tek gönüldür. Bazen aylarca görüşemezsin. O’na duyduğun aşk, hasret her geçen gün artar ama huzurlusundur: Gökyüzü sonsuz gibi görünse de bilirsin ki nefesleriniz bulur birbirini… Başkaları vardır yanında; kıskanırsın, seni unutmasından korkarsın ama o an kucaklar seni. Aynı zamanda seninle olduğunu bilerek tebessüm edersin ve hayaller kurarsın: Söylemek istediklerin, O’nunla yaşamak istediklerin vardır.

Büyümeye devam edersin… Hâlâ küçüksündür aslında, çünkü ölümle henüz tanışmadın! Çevrendeki insanların hayatından sevdikleri eksilirken, o sana bu kadar yakınken bir gün senin de başına geleceğini düşünmezsin, düşünmekten kaçarsın! Ama farkında değilsin: O sene dizlerinde son kez ağladın, saçlarını son kez okşadı, ismini son kez söyledi ve birbirinize bakıp son kez gülümsediniz. Bunları bir daha yaşayamayacağını bilemezsin, ancak ayrılık zamanı geldiğinde anlarsın…

Sonra büyümekten kaçarsın. O an hiç dinmez, dakikalar geçmek bilmez! Bedenin, içindeki fırtınaya dar gelir; taşarsın! O gün hiç çıkmaz aklından: Beyazlar içinde, gözleri kapalı ve sessiz… Ama zaman çabuk kabullenir, akmaya devam eder. Seninse aklında hep “son”lar vardır! Aylar geçmiştir üzerinden ama hâlâ kanayan bir yaradır gönlünde. Yine de huzurlusundur: Acı duymazsın. Çünkü “ölüm” dedikleri o gidiş, Yaradan’a dönüştür, vuslatın en güzel hâlidir!

Ve sen farkında olmasan da O hâlâ yanı başındadır…

 

 

 

Not: Merhaba dergisinin Yaz 2010 sayısında yayınlanan bu yazı yeniden düzenlenerek bu sayıda yer almıştır.

The following two tabs change content below.

Gülnar Mızrak

Bir yaz gecesi yeryüzüne gönderilen Gülnar, büyüye büyüye bir minyon olur. Derken bir gün, kendisini kelimelerin dünyasında bulur ve satırlara konuşmaya başlar. Gönlünü dinleyerek yazar... Yazdıkça durulur... Bir de tabiata, kedilere, tiyatroya ve bisiklet sürmeye düşkün bir hayalperesttir.

Son Yazıları: Gülnar Mızrak (Profiline git)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın