Kâbe’de Cuma Hutbesi

KÂBE’DE CUMA HUTBESİ

Allah’a (c.c.) sonsuz hamd ve sena, O’nun beşer içinde en hayırlı kulu ve elçisi Hz. Muhammed’e (s.a.v.) salât ve selâm ile…

Yaratan ve yarattıklarını yaşatan ve yöneten ancak Hüküm sâhibi olan Allah’tır. O’ndan geldik ve dönüşümüz yine O’nadır.

Salât ve selâm, Allah’ın Resûlüne (s.a.v.), O’nun ehli beytine, ashâbına ve Ramazan’ı ve ömrünü namaz, tesbihat, oruç, hacc gibi ibâdetler ve sâlih amellerle geçiren takvâ sâhiplerinin üzerine olsun.

Bize Ramazan’ı ve bu aydaki bütün feyiz ve bereketleri ikram eden ve yaşatan Rabbimize sonsuz hamd ve sena ediyoruz.

Allah’ın kulları için koyduğu değişmez kanunlarından birisi de: Kim azamî gayret göstererek Allah’ın emirlerine uyarsa Allah o’nu dünya ve âhirette mükâfatlandırır. Kim de nefsine uyup tembellik ederse ilâhî mükâfattan ve ikramlardan mahrum kalır. Sabrederek Allah’a teslim olanlar kurtuluşa erenlerdir.

Ey Müslümanlar! Fırsatları değerlendirelim. Çünkü hepimiz dünyada bir yarış içerisindeyiz.

Hayırlı şeylere ulaşmak zahmetlidir. Şerli şeylere ulaşmak ise kolaydır. Onun için nefislerimize hâkim olmalıyız. Allah, Kur’an’da “Size ölüm gelinceye kadar Allah’a itaat ve ibâdet etmeye devam edin.” buyuruyor.

Başlangıcı olan her şeyin bir nihayeti olduğu gibi Ramazan da sona erdi. Kazanan kazandı. Kaybeden kaybetti. İbâdet edenler kazandı. Etmeyenler kaybetti. Elbette ibâdetler her zaman yapılmalıdır. Ama Ramazan’daki ibâdetlerin ve sadakaların dereceleri daha yüksektir.

Ramazan’dan sonra da ibâdetlerine ve güzel amellerine devam ederek güzelliklerine güzellik katan kullarından Allah râzı olsun, maddî ve mânevî rahmeti ve bereketi daima onların üzerine olsun.

“Rabbimiz Allah’tır diyerek dosdoğru olan kullara kesinlikle bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır” buyuruyor Mevlâmız:

Ey tevbe edenler! Hakk’a teslim olalım, tembelliğe düşmeyelim. İtaat ve ibâdetlerimize gayretle devam edelim.

Kur’an ve sünnete göre hayatını düzenleyenlere Allah rahmeti ile muamele eylesin. Rabbimizin bütün nimetlerine hamd ve şükrediyoruz. Allah bize bayramı nasip etti. Kullar tesbih, sabır ve ibâdet ayından sevinç günleri olan bayrama kavuştu. Ancak bayram sevinçlerimizin ölçüsünü kaçırmamalıyız. Aşırılıktan kaçınmalıyız.

Üzülerek ifade ediyorum ki bayrama hüzünlü giren kardeşlerimiz de oldu. Rabbimiz onlara da yardım eylesin ve bir an önce kurtuluşa ermelerini nasip eylesin.

Yeni girdiğimiz Şevval Ayı’nda Peygamber Efendimiz altı gün oruç tutmamızı tavsiye ediyor. Buyuruyor ki: “Kim Ramazan orucunu tutar, sonra da altı gün daha Şevval Ayı’nda oruç tutarsa bütün senenin tamamını oruçlu geçirmiş gibidir.”

“Ey îman edenler! Allah’ın Resûlüne salât ve selâm ediniz.”

(Daha sonra uzunca duâ edildi.)

 

NOT: Yukarıdaki metin, 9 Ağustos 2013 tarihinde Kâbe imamı Suud Eşşûreym tarafından Cuma hutbesi olarak irad edilmiştir.

The following two tabs change content below.

Nefes Arşiv

Nefes Akademi; tasavvufî bilginin güvenilir kaynağı...
0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın