Dilenci

Bugün şirketin bahçesinde dostumla çay içerken bir dilenci yanımıza geldi. Arkadaşım “Allah’ım, sen bizi bu hâle koyma” diyerek dilencinin eline bir lira sıkıştırdı. Tüylerim diken diken oldu. Kendimi adamcağızdan farklı hissetmiyordum. Dilenci bir lira istedi ve o bir lira birkaç saniye sonra avucunun içindeydi. Ben de iki gün önce “Allah’ım bana bir iş” diye dua etmiştim ve anında bu işe kabul edilmiştim.

Birbirimizden zerre kadar farkımız yoktu. İkimiz de, hattâ o parayı eline sıkıştıran dostum da, Allah’ın dilencileriydik. O an idrak etmeye başlamıştım. Çevremizdeki insanlara adlar takıp onları dilenci, öcü böcü diye nitelendirip kendi aklımızca onların hâllerini nefsimize göre isimlendiriyor, sonra da “Allah’ım, sen koru ya Rabbim!” diyerek ortalıklarda geziniyormuşuz. Cahilce ve pişkince şirke devam deyip sonra da “Çok şükür bugün de iyilik yaptım, fakire yardım ettim” diyerek hayıflanıyoruz. Halbuki bizlerin de Allah’ın bir fakiri olduğumuzu anlayamıyoruz!

Hakk’ın tecelliyatı o kadar güzel ve yerli yerinde ki bize sadece celâl ve cemâle karşı “İstedim ki bilineyim” şükrünü yaşamak kalıyor. Yaşadıkça bazı ilimleri idrak edebiliyoruz. Her gün gördüğümüz bir dilenci, onca zaman bir mânâ ifade etmiyor olabilir fakat bir an geliyor ve bize bambaşka bir halde zuhur ediyor. Yaşadıkça ve kendimizi hay tuttukça veya gözlerimizi açtığımızda bizlere zaten her şey gösteriliyor.

Ken’ân Rifâî Hazretleri’nin sohbetlerinde öyle bir şey okudum ki bu duruma tercüman oluyor:

“İnsan demek, göz demek, görmek demektir. İnsan vücudu içinde, görücü, bilici ve idrak edici olan nûra insan, geri kalan kısmına, kemik ve et denir. Bir kimse gördüğü, bildiği ve sohbet ettiği ile tartılır. Ne gördü, ne bildi, neye muhabbet eylediyse seviyesi ve kıymeti ancak odur. Yani talebin ne ise sen de osun. Bir insanın kıymeti himmetiyle mütenasiptir. Himmeti ulvî ise kendi de ulvîdir. Himmeti süflî ise kendi de süflîdir. Çünkü her şey kendisini çekene meyleder.”

 

 Ali Vefâ Büyükaksoy

The following two tabs change content below.

Nefes Arşiv

Nefes Akademi; tasavvufî bilginin güvenilir kaynağı...
0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Yorum Yazın