Yâ Rabbim

Dünya üzerinde ne kadar roman, ne kadar ansiklopedi, ne kadar biyografi var? Kaç yaprak eder okuyabileceğim kitaplar? Bir insan, hayatı boyunca başını hiç kaldırmadan okusa, dünyadaki kitapların ne kadarını okuyabilir? İzlemeye, dinlemeye, öğrenmeye çalışsa tüm hayatı boyunca, var olan bilginin ne kadarını edinebilir? Elde kalan acz ve hayret. Bu muazzam genişlikteki bilgi kaynağı karşısında bizim […]

Hatırlamak

Kumsalda oturmuş denize bakıyorum. Serin rüzgâr yüzüme vuruyor. Ayaklarımın altında beyaza çalan incecik kumlar. Deniz masmavi ve ben ona bakmaya doyamıyorum. Oysa beş dakika kadar önce buraya geldiğimde böyle düşünmüyordum: Ekim’in ortasında denize girilir mi? Deniz acaba hâlâ sıcak mıdır? Sıcak olsa bile bu rüzgârda sudan çıkınca insan kimbilir ne kadar üşür? Şu incecik kum […]

Öğretmenim, Canım Benim

Buradayım. Yaşamaya çalışıyorum. Bir adım atıyorum. Sonra bir adım daha… Birbirlerini takip eden ufuklara açılan adımlarla yol kat ediyorum. Yol epey güzel geliyor. Yalan söyleyemem. Seviyorum. Canımdan çok sevdiğim öğretmenimin bir tebessümü her şeyi sevdirmeye yetiyor. Bir bakışıyla aşka geliyorum. Yanındayen içim dışıma taşıyor. Her geçen gün biraz daha çok fark ediyorum ki o her […]

Kavseyn

Daha büyük minnettarlık yok. Öğretmen sevgisini çocuk halinle tam bir aşk olarak yaşarsın. Neyin minnettarlığı olduğunu bilmeden. Sana bir şey öğretti bilincinin minnettarlığı olamaz ki bu. Orada vurulduğun, karşılıksız verme ve şefkatin en mânâlı halidir; anne sevgisini bile tatlı bir mesafeyle geçer. Sonra, anneyi de öğretmeni de fersah fersah geçen bir güzellik gelir. Bir habercidir, […]

En Büyük Mürşid

Rahman. Kur’an’ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyânı öğretti. (Rahman, 1-4) *** Mürşid: 1. Rehber, kılavuz, önder: Büyük mürşidimizin emrini minnet dolu gözlerle kabul ettim (Yusuf Z. Ortaç). 2. Hak ve hakîkate erişme yolunda müritlerine örnek olan, onları irşat eden, rehberlik eden kimse, şeyh: Mürşitle müritleri “ism-i celâl” zikrine başladılar (Rûşen E. Ünaydın). Fakat bir türlü […]

Öğretmenle Seyahat

“Dünya okuyabilen için bir kitaptır” derler. Nasıl okunur dünya, her yerde bu kadar acı ve karmaşa varken? Bunca sıkıntıya rağmen, nasıl zevk alır dünyadan. Sıkıntıyı çeken biz olmasak bile, başkalarının çığlıkları gelir kulaklarımıza… İçimizi acıtır ve öfkelendirir bizi… Hem kendi yaşadıklarımız ve hem de başkalarının acıları, karanlığa iter bizi. “Bu bana yapılmalı mıydı” veya “haksızlık […]

Ömür Boyu Öğrenmek

Beş buçuk yaşında okulun kapısına doğru yaklaşırken, annem elimden tutuyordu. Annemin her zaman güvendiğim, sıcak, yumuşacık eli… Okula yaklaştığımız sırada annem durdu ve bana dönerek “bu okulun kapısından geçtikten sonra ben artık senin annen değilim, öğretmeninim. Bana anne değil, öğretmenim demen gerekiyor. Bu okulun kapısından çıktıktan sonra ise annenim. Bunu hiç unutma ve ona göre […]

İlk Kapı

Kendime yine haksızlık ediyorum. Zaman, beni düşünmeksizin ve bana inat akıyor. Ben ise bir şeyleri düzeltmek adına hâlâ adım atamıyorum. Halbuki perdelerimi kaldırıp kendime nazar edecek daha ne kadar vaktim var, bilmiyorum. Belki de geç kalmamışımdır. Şimdi, yazarken karar versem, biraz inansam… Kararımdan döndükçe de bu satırları okusam… Bu yol kolay mı, zor mu… Herkes […]

“Bekle yâ Muhammed, Rabbin salâtta!”

Birçoğumuzun bildiği üzere, Miraçta Cebrâil Aleyhisselâm bir yere kadar peygamberimize refakat ettikten sonra, oradan daha ileri gitmesine izin olmadığını ve ondan sonra yalnız gitmek zorunda olduğunu söyleyerek kendisini yalnız bırakmıştır. Fakat, Hazret aşkın kapısına vardığında kendisine “bekle yâ Muhammed, Rabbin salâtta” buyrulmuştur. Peki koca Cebrâil neden yola devam edememiştir? Cemâlnur Öğretmenim der ki: “Cebrâil, aklın […]