Editörden (Temmuz-Ağustos 2015)

Merhaba Her Nefes Dostlarımız, Bu sayımızda konumuz “Umre” ibâdeti, doğrusu böyle bir konu nasıl yazılabilir, anlatılabilir ve paylaşılabilir bilemiyorum. Mâlûm, bir şarkı sözü vardır, “Aşk yaşanır, anlatılmaz” diye… O mübârek topraklarda olmak bir başka hâldir… Âciz bir beşer olarak, her zaman, âlemlere rahmet o mübârek sevgilinin yaşadığı yerlere gidince, aslında herkes kendince ve kendine göre, […]

Editörden (Haziran 2015)

Merhabalar Her Nefes Dostlarımız, Efendim, bu sayıda konumuz 29-31 Mayıs 2015 tarihleri arasında Yenikapı Mevlevîhânesi’nde başlayan ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda devam eden, Cemâlnur hocamızın “Ben 63 yıl bugünü bekledim” dediği “Uluslararası ‘Rahmet Kapısı’ Ken’an Rifâî Sempozyumu”na dâir… Haziran 2015 sayımızda sempozyumumuzu ve bu sempozyumun bizlerdeki etkisini sizlerle paylaşmaya çalıştık. 29 Mayıs’ta, İstanbul’un Fethi’nin […]

Sohbetler (Haziran 2015)

– “Dün Ekrem’e dedim ki: Mîmârım, diye niçin böbürleniyorsun? Biz de mimarız. Herkes hayâtı binasının mimarıdır. Faraza sen, yaptığın bir yapıyı, fena malzeme kullanır, çürük ve hesapsız yaparsan, yaptığın bina yıkılır, neticede seni mes’ul ederler. İnsanların buldukları ferah, keder, cennet, cehennem, iyilik ve fenalık da, hayatları binasını iyi veya fena kurmuş olmalarındandır. Erdiğimiz neticenin mes’uliyeti başkalarının […]

“Kenan Rifâî Bize Allah Aşkını Öğretti”

– “Rahmet Kapısı” Uluslararası Kenan Rifâî Sempozyumu – Açılış konuşması – Yılın, hatta yüzyılların en büyük mutasavvıflarından bir tanesi, tevhid anlayışının sultanı, peygamber yolunun yolcusu bir büyük mürşid-i kâmil Kenân er-Rifâî Hazretleri. Bizim hayatımızdaki rolünü kelimelerle anlatmak mümkün değil. Ama O’nun dünyaya yayılışını kendi ağzından dinlersek, “İndifâ eden bir yanardağın lâvlarını tutacak bir el ayası […]

Ken’an Rifâî Hazretleri’nin Hayatı

1867 senesinde Selânik’te dünyâya gelen Ken’an Rifâî Hazretleri, Filibe hânedanından Hacı Hasan Bey’in oğlu Abdülhalim Bey’le Hatîce Cenan Hanım’ın çocuklarıdır. İstanbul’da Galatasaray Sultânîsi’ni (bugünkü Galatasaray Lisesi) bitirdikten sonra Bâb-ı lî Hâriciye Kaleminde vazîfe almış, Acem Mektebi’nde tabiat muallimliği yaparken Posta – Telgraf Nezâreti’nde Alman müşâvir Groll’ün muâvinliğine getirilmiş, bu arada da Hukuk Fakültesi’ne devâm etmiştir. […]

Dost

…Tasavvufun inandığı hürriyet, nefsin kin, kibir, yalan, gösteriş, menfaat, benlik gibi insanı hayvanlaştıran esâretinden kurtulması olduğuna göre, velîlerin gayesi, âdemoğlunu, cemiyetin hür adamı yapmaktır. Zîra kendileri hürdürler. Üstelik, dünya sevgisi ile bağlı olmadıkları için, dünya ehlinden de korkuları yoktur. Bu hikmet, irfan, îman ve aşk merkezleri, bizâtihi hâmil oldukları değerleri ücretsiz ve karşılıksız olarak etraflarına […]

Efendim Hayatımda

Meşkûre Sargut Annem, babam, ablalarım, hepimiz Efendimin mânevî evlatları câmiasından olup ihvan halkasına dâhil olmak şerefi ve bu en büyük nasip ile ezelden lûtfa uğramışız. Bayramlarda, 3–4 yaşında iken hep hatırladığım, yeni elbiseler ve ayakkabılarla bayram namazından sonra konağa giderdik, Efendimizin elini öperken şu duâ her zaman kulaklarımda çınlamıştır. Kendileri “Allah’ın rızâsı üzerinize olsun” buyururlardı. […]

Derviş Öğüdü

Yoldaşım gel, Allah Allah diyelim! Hakk’a verdiğimiz ahdi güdelim Allah adın dâimâ zikredelim Her iş Allah’dandır, onu bilelim! Her tarafta Hakk’ı dâim görsene, Nefsi atıp Allah’ı bir bilsene, Gel, bu meydâne soyunup girsene! Gıll ü gışşı kalb evinden silsene. Hak yarattı kulluk için insanı, Eyledi dünyâyı onun zindanı. Bu karanlıkta bulanlar irfanı Hak’la bâkî onların […]

Öyle Bir Rahmet ki…

Allah bana rahmet eylemiş… Öyle bir rahmet ki, bir kum tanesi gibi havada uçuşurken almış beni rahmet kapısının önüne getirmiş. Sonra bakmış ki ben kapıya bakıyorum, anlamadan, idrak etmeden, sırtımdan hafifçe itmiş içeri gireyim diye… Ben itildiğim yerde nerede olduğumu anlamaya çalışırken, beni kuvvetlice sarsmış. Öyle bir sarsma ki kendime dâir, hayata dâir, gayrete dâir, […]